Yapılan eylemlere karşı olduklarını rahatça söylemedikleri için, bloglardaki protestoyu haklı bulmayan bir grup blogger ve izleyici var.. Kimseye dalaşmamak, takipçi kaybetmemek için "bu blogda direniş var" olayına katıldığını açıkça söyleyebiliyor ama fikirlerini açıkça söyleyemiyor!
Beni takip edenleri aydınlatmama zaten gerek yok, yeterince aydınlık insanlar olduğunu düşünürüm.. Kendini gösterenleri de zaten ayıklıyorum.. Ama şuna açıklık getirmek gerekir ki bu bir, izleyenleri cezalandırma değil.. İnsanlar blogu kapatıp tatile gitmedi! Pekçok blogger büyükşehirlerde eylemlerin tam ortasında.. Ve ülkenin şu durumu içinde insanlar bilgi akışını kesmedi. Twitterlarını takip ederseniz, hepsi güncel ve yaşadıklarını, gördüklerini, fikirlerini aktarmaya devam ediyor..
Peki nedir kestikleri? Makyaj, güzellik videoları ve yazıları, firmalardan gelen hediyelere teşekkür paylaşımları, hediye çekilişlerinin duyuruları gibi kadın bloglarının eğlenceli yüzü.. Ülkede olanları anlayabilecek kapasitede olmadıkları gibi bunu da anlayamayan insanlar var. "Ay direniyorsunuz ama 5 tl'lik basın bülteni yayınlamışsın 3 gün önce" !? diyen vatandaş direnmiyor, akpyi destekliyor, isimlerine "çapulcu, ayyaş" yazanlarla dalga geçiyor ve kendisi de blogunda normal yazılara ve reklam almaya devam ediyor!
Sevgili vatandaş, bu "ayyaş" lafını neden yazıyoruz biliyor musun? Senin başbakanın Atatürk ve İnönü'ye bu şekilde hakaret ederek aslında anayasal suç işlediği için! Hani sen çocuk yaşta kocanla evlendin ve kocanın seni özgürleştirdiğine inanıp, çatır çatır koca parası yiyorsun ya hah işte bugün nefes alabiliyorsan bile başbakanına değil bu iki Lider'e borçlusun bunu! Herhalde direnişi desteklersen işleriniz bozulacak, çarkınız dönmeyecek ya da firmalar don gömlek göndermeyecek..
İnsanlığınızı kaybettiyseniz en azından susun! Aman da camiye ayakkabıyla girdiler, vay biz üniversiteye türbanla giremedik demeyin! Aile baskısıyla imam hatibe gitmek, kocaya varıp üniversite okumak bahanelerdir, özgürlük değil ! Ben makina mühendisiyim ve benim yanımda kapalı arkadaşlarım aslanlar gibi başını açtı 500 tane erkeğin içine girdi ve mezun oldu. Allahsız Adanalıların bir tanesi de başını çevirip yan gözle bakmadı bölümdeki kızlara! İcraata bakmak lazım. Eğer bu şekilde düşünüyorsanız, bizim sizi savunmamız gerekiyorsa, siz kapalı olduğunuz için namuslu, ahlaklısınız ve biz ahlaksızız ne diye savunalım sizi? Biz ahlaksızız ama şunları da üniversiteye alın mı diyelim? Bu konuda defalarca yazdım, demokratik bir ülke olmadığımız dünyaca tescillendi zaten, tabiyatıyla sen üniversiteye türbanınla girdiğinde üniversite yönetimi ve hocalar nazarında sen ve ben hiçbir zaman eşit olamayız! Başbakanının diline doladığı %50 gibi ayrıştırma ilkokuldan başlayarak tüm devlete yayılmışken, ben bugün dahi sizi savunmuyorum... Dışarıda ne yaparsanız yapın! Üniversiteye dini, siyasi simge giremez! Eğer bunları serbest bırakıyorsanız, öte yandan alkolü yasaklayamazsınız!!! Üniversitede bir ağacın altında bira içen adam hiç kimseye zarar vermez ve hocanın bundan haberi bile olmaz, 6 senem kampuste geçti oradan biliyorum! Özgürlükse ikisi de özgürlük değil mi dediğinizi duyuyorum. Öncelikle türbanı özgürlük olarak görmüyorum! Tüm hatları belli eden seksi elbiselerin ve ful makyajın üzerinde türban, kalçaları belli eden tunik falan filan benim için bir anlam ifade etmiyor.. Dün birinin yorumunu gördüm "hükümeti desteklemiyorum, içim rahat etsin diye başımı örtüyorum" Bu ne lan? İçim rahat etsin ne? Hiçbir şey bilmiyorum, okumuyorum anlamıyorum, cehennemde yanmayım diye örttüm..
Her neyse, bir şekilde buna karar verdiyseniz ve bu şekilde okumayı hak görüyorsanız, bu ülke bunu kaldırabilecek kadar demokratik değil henüz.. Çünkü kendinize beklediğiniz saygıyı bir kedi yavrusuna bile göstermiyorsunuz! Ve bu ülkede şeriat tehdidi, daha doğrusu dini kullanarak halkı uyutup, devleti soymaya devam etme tehdidi hala sürüyor.. Biraz aklınızı kullansanız zaten bunların dini kullanmasına izin vermezdiniz. Fakir mahallelerden camilere yardım toplayıp zengin mahallelerde gövde gösterisi gibi devasa camiler yapılmasına izin vermezdiniz! Bakınız Adana Ramazanoğlu camisi, kuzenimin fabrika inşaatında çalışan adamlar yapıyor ve senelerdir kasten bitirmiyorlar camiyi !!
Toplumun %99'u müslüman diye diye topladığınız vergilerle tepemize sıçtınız ve bugün kalkıp, sokaklara dökülen o halkı görmezden gelmeye çalışıyorsunuz! Bu %99 oranını size kim veriyor? Doğar doğmaz kimliğine islam yazdığınız masum bebeklerin nüfus kayıtları mı? Sayenizde gerçek inananların bile sayısı düştü..
Gelelim bu konuların eylemlerle olan ilgisine.. Hepiniz gördünüz değil mi camiideki ayakkabılı fotoğrafı. Orada ne olduğunu düşünüyorsunuz? Camiye gezmeye gittiklerini? İçmeye gittiklerini?
Siyaset sevilecek bir şey mi? Evet, tamam biliyoruz apolitik bir gençliğiz ama bu hükümete rağmen ben siyasete bulaşmam diyorsanız, elimizde vatan millet kalmayınca, sosyalmedya erişimlerimiz ve her türlü özgürlüğümüz elimizden alınınca kan ve bombaların arasından ojeleri sürüp kendi kendimize bakışırız artık..
Büyük bir grup da şunu düşünüyor, başlangıçta eylemi desteklemişler ama şu anda provokatif buluyorlar, iş ağaçtan, parktan çıktı diyorlar.. Parkta kitap okuyan, geceleyen insanlara müdahale edilip çadırları yakıldığından beridir, iş zaten oradan çıkmıştı.. Halkın bu direnişinden "mesajı alamayanlara" ben söyleyeyim, bunların hiçbiri örgütlü oluşumlar değil ki bırakın siyasi oluşumları, insanlara futbol takımı simgeleri bile taşımayın deniliyor.. Yani, bugün sokağa inen her bireyin, hükümetle kişisel bir hesabı var.. Eğitimde çığır açtığınızı düşündüğünüz ama rapor almak zorunda bırakarak fişlediniğinz 60 aylık çocukların anneleri orada, anlamsızca bir saat yasağı getirdiğiniz akşamdan akşama 1 duble rakısını içen amcam orada.. Dış yatırımcının kucağına oturtulmuş borsa güllük gülistanlıkken, aç gezen, işten atılan, vergilerin altında ezilip arabasına binemeyen orta halli vatandaş orada! Diktaya dur diyenler orada!
Seçimlerden ne şekilde aldığın belli olmayan %50 senin olsun, bu vatandaşın derdini kim dinlesin? Ülkenin yarısının- hatta ülkenin iş adamlarının başbakanı mısın sen? Ülkenin kaymağı mı paylaşılıyor ne oluyor orada? İnsanları, imf borcunu kapattık acayip büyüyoruz yakında çatlarız yalanlarıyla yeterince uyuttuysanız, düşen ihracaat rakamlarını ve dış borcu da bir açıkla bakem!?
Acaba biraz olsun anlatabildim mi, insanlar neden sokakta ve orada onlara ne yapıyorlar! O provokatör dedikleriniz de polisin arkasından yürüdüğüne göre hangi kurum ve kuruluşlara ya da partilere tabi olduğunu söylemem gerekmiyor değil mi? Çivili sopalarla halkın arasına karışanlar, camları kıranlar, olayları provoke edip masum halkı suçlu çıkarmaya çalışan ve yapılan müdahaleyi, orantısız gücü haklı kılmaya çalışan herkesin biz farkındayız ama bir grup insan hala uyuyor.. Yine de devlet malı diye ağlayanlara şunu söylemek gerekir ki devlet malı diye ağladığınız tomalar pkk olaylarında göstermelik kullanıldı. Halka işkence etmek için alınmış araçlar, tarihi geçmiş, kullanımı yasak olan kimyasal silahlar devlet malı olamaz!
Haydarpaşa bile satılırken, hatta değerinin çok çok altında ikinci kere teklif veren aynı adama satılırken neredeydiniz "devletçiler"? Biz yine buradaydık, bunları yazıp çiziyorduk da..
Taksim'de iş yapıyorsanız, camınız çerçeveniz kırıldıysa bu zararı karşılayacak kadar kazıklamışsınızdır zaten turisti.. Eylemleri desteklemeyerek tüm ülkedeki şubelerinizi ne yapacaksınız? Bir basın bülteni yayınlamakla masumiyet gülücükleri mi saçacaksınız?
Bu şiddeti hiç kimse onaylamıyor ama buna dahil olanlar direnişçiler değil! Bu "mesaj" alıcılarınızdan bir geçsin artık!
Dünden beri haberlerde polisleri masum gösterme çabası var. Emir kulu olmalarını, işten atılmakla tehdit edilmelerini bir nebze anlayabilirim fakat şuradaki yazılan gerçek bir gözaltı hikayesinde, masum bir kıza "seni şurada d.maltır s.." ifadesini anlayamam.. Nefretlerini kusarcasına işkence boyutundaki dayakları anlayamam.. Bir metre mesafeden insanların yüzüne gaz bombası kapsülü fırlatıp yanaklarında delik açanları anlayamam.. Bunların karşılığında çıkıp, biber gazı fazla kullanılmış pardon diyemezsiniz!!
Bu ifadeleri kullandığm için üzgünüm, ama yazıyı açıp okumayanlar için neden bu kadar öfkeli olduğumu ifade etmek durumundayım!
Bu yaşananların sonucu ne olur, bunlar yaşanırken arkadan arkadan bu ülkenin başına ne getirilir bilinmez ama dilerim yaşananların ardından huzur ortamını sağlamak için siyasilerin gerçek çabasını görebiliriz.. Bu eyleme çoluk çocuk, herkes destek verdi, insanları suçlarcasına "Chp'li köpekler" gibi ifadeler kullananlardan iğreniyorum.. Bu siyasetüstü hatta doğa üstü güçle insanların direndiği bir hareketti.. Ben evimde otururken, düşüncesine bile tahammül edemiyorum ama o insanlar olayların bizzat içindeyken hiç kimsenin hakaret etmeye, olumsuz cümleler kurmaya, küçük gösterme çabası içinde olmaya hakkı olmadığını düşünüyorum..
Söylediğim gibi, desteklemiyorsanız da en azından susun firmadan gelen kozmetiklerinizle oynayın.. Taslaklara yazı depolayın, ortalık durulsun hemen yayınlarsınız..
Eminim izlemişsinizdir ama şunları da paylaşmadan geçemeyeceğim...
Melis Limes Gezi Parkı ile videosunu kaldırmış fakat her cümlesine sonuna kadar katılırım, keşke yorumlara kapatıp videoyu yerinde bıraksaydı..
Pembe Defter: Çantamda Ne Var
İnancını cüzdanında değil, yüreğinde taşıyan onurlu arkadaşlarımın kandili mübarek olsun..
Bizi göklerden gören Abdullah yoldaşa selam olsun!.. Nasıl ve kim tarafından öldürüldüğünü tartışıyorlar.. Fark eder mi?..
*Yazıyı yazarken çok yoruldum, bu yüzden tekrar okuyup düzeltme yapamayacağım, anlatım bozuklukları ve yazım hataları için özür dilerim.. Bu yazıdan sonra blogu terk edenler, yorum da bıraksınlar ki ben de onları tanımış olayım..
**Numaralarının açıkça yayınlanmasını istemeyen doktor, eczacı vs telefonları var elimde, Ankara, İstanbul, İzmir ve Adana'dan gönüllü tıp hizmetleri, antiasit, gaz maskesi temini gibi farklı kişilerin telefon numaraları. İhtiyaç duyanlar twitterdan ulaşabilir..
***Konuyu dağıtmak ve bu kadar uzun yazmak istemezdim ama yaşanan bu insanlık suçuna rağmen akpnin yüzünü yıkayıp, masum göstermeye çalışan insanların savların çürütmeye çalıştım.. Bu partinin, bu ülkeye hiçbir hayrı yoktur! Örneğin harçları kaldırmışmış.. İkinci öğretim harçları, bütün ülkeyi okutacak seviyede, birinci öğretimden kalkan harcı yaz okulu ders ücretlerine bindirerek açığı kapadılar.. Harç sadece 4 yıl için ve birinci öğretimlerden alınmıyor, okulu uzatırsanız her dönem için 480 lira. Ve hocalar bütünleme ve yazokuluna rağmen okul bitirtmemek için elinden geleni yapıyor..
Beni takip edenleri aydınlatmama zaten gerek yok, yeterince aydınlık insanlar olduğunu düşünürüm.. Kendini gösterenleri de zaten ayıklıyorum.. Ama şuna açıklık getirmek gerekir ki bu bir, izleyenleri cezalandırma değil.. İnsanlar blogu kapatıp tatile gitmedi! Pekçok blogger büyükşehirlerde eylemlerin tam ortasında.. Ve ülkenin şu durumu içinde insanlar bilgi akışını kesmedi. Twitterlarını takip ederseniz, hepsi güncel ve yaşadıklarını, gördüklerini, fikirlerini aktarmaya devam ediyor..
Peki nedir kestikleri? Makyaj, güzellik videoları ve yazıları, firmalardan gelen hediyelere teşekkür paylaşımları, hediye çekilişlerinin duyuruları gibi kadın bloglarının eğlenceli yüzü.. Ülkede olanları anlayabilecek kapasitede olmadıkları gibi bunu da anlayamayan insanlar var. "Ay direniyorsunuz ama 5 tl'lik basın bülteni yayınlamışsın 3 gün önce" !? diyen vatandaş direnmiyor, akpyi destekliyor, isimlerine "çapulcu, ayyaş" yazanlarla dalga geçiyor ve kendisi de blogunda normal yazılara ve reklam almaya devam ediyor!
Sevgili vatandaş, bu "ayyaş" lafını neden yazıyoruz biliyor musun? Senin başbakanın Atatürk ve İnönü'ye bu şekilde hakaret ederek aslında anayasal suç işlediği için! Hani sen çocuk yaşta kocanla evlendin ve kocanın seni özgürleştirdiğine inanıp, çatır çatır koca parası yiyorsun ya hah işte bugün nefes alabiliyorsan bile başbakanına değil bu iki Lider'e borçlusun bunu! Herhalde direnişi desteklersen işleriniz bozulacak, çarkınız dönmeyecek ya da firmalar don gömlek göndermeyecek..
İnsanlığınızı kaybettiyseniz en azından susun! Aman da camiye ayakkabıyla girdiler, vay biz üniversiteye türbanla giremedik demeyin! Aile baskısıyla imam hatibe gitmek, kocaya varıp üniversite okumak bahanelerdir, özgürlük değil ! Ben makina mühendisiyim ve benim yanımda kapalı arkadaşlarım aslanlar gibi başını açtı 500 tane erkeğin içine girdi ve mezun oldu. Allahsız Adanalıların bir tanesi de başını çevirip yan gözle bakmadı bölümdeki kızlara! İcraata bakmak lazım. Eğer bu şekilde düşünüyorsanız, bizim sizi savunmamız gerekiyorsa, siz kapalı olduğunuz için namuslu, ahlaklısınız ve biz ahlaksızız ne diye savunalım sizi? Biz ahlaksızız ama şunları da üniversiteye alın mı diyelim? Bu konuda defalarca yazdım, demokratik bir ülke olmadığımız dünyaca tescillendi zaten, tabiyatıyla sen üniversiteye türbanınla girdiğinde üniversite yönetimi ve hocalar nazarında sen ve ben hiçbir zaman eşit olamayız! Başbakanının diline doladığı %50 gibi ayrıştırma ilkokuldan başlayarak tüm devlete yayılmışken, ben bugün dahi sizi savunmuyorum... Dışarıda ne yaparsanız yapın! Üniversiteye dini, siyasi simge giremez! Eğer bunları serbest bırakıyorsanız, öte yandan alkolü yasaklayamazsınız!!! Üniversitede bir ağacın altında bira içen adam hiç kimseye zarar vermez ve hocanın bundan haberi bile olmaz, 6 senem kampuste geçti oradan biliyorum! Özgürlükse ikisi de özgürlük değil mi dediğinizi duyuyorum. Öncelikle türbanı özgürlük olarak görmüyorum! Tüm hatları belli eden seksi elbiselerin ve ful makyajın üzerinde türban, kalçaları belli eden tunik falan filan benim için bir anlam ifade etmiyor.. Dün birinin yorumunu gördüm "hükümeti desteklemiyorum, içim rahat etsin diye başımı örtüyorum" Bu ne lan? İçim rahat etsin ne? Hiçbir şey bilmiyorum, okumuyorum anlamıyorum, cehennemde yanmayım diye örttüm..
Her neyse, bir şekilde buna karar verdiyseniz ve bu şekilde okumayı hak görüyorsanız, bu ülke bunu kaldırabilecek kadar demokratik değil henüz.. Çünkü kendinize beklediğiniz saygıyı bir kedi yavrusuna bile göstermiyorsunuz! Ve bu ülkede şeriat tehdidi, daha doğrusu dini kullanarak halkı uyutup, devleti soymaya devam etme tehdidi hala sürüyor.. Biraz aklınızı kullansanız zaten bunların dini kullanmasına izin vermezdiniz. Fakir mahallelerden camilere yardım toplayıp zengin mahallelerde gövde gösterisi gibi devasa camiler yapılmasına izin vermezdiniz! Bakınız Adana Ramazanoğlu camisi, kuzenimin fabrika inşaatında çalışan adamlar yapıyor ve senelerdir kasten bitirmiyorlar camiyi !!
Toplumun %99'u müslüman diye diye topladığınız vergilerle tepemize sıçtınız ve bugün kalkıp, sokaklara dökülen o halkı görmezden gelmeye çalışıyorsunuz! Bu %99 oranını size kim veriyor? Doğar doğmaz kimliğine islam yazdığınız masum bebeklerin nüfus kayıtları mı? Sayenizde gerçek inananların bile sayısı düştü..
Gelelim bu konuların eylemlerle olan ilgisine.. Hepiniz gördünüz değil mi camiideki ayakkabılı fotoğrafı. Orada ne olduğunu düşünüyorsunuz? Camiye gezmeye gittiklerini? İçmeye gittiklerini?
Görseli aldığım yerde trafiği arttırmak için "göstericiler sonunda bunu da yaptı" diye isimlendirmişler dosyayı! Sosyalmedya hesaplarını coşturmak için, katılmadıkları ve desteklemedikleri eylemi sonuna kadar kullandılar! Ama Gezi Parkı ile ilgili twitter hashtaglerine yazıp rt yaptığınızda kimse sizi takip etmiyor, yani ilk defa bir hashtag grubu takipçi elde etmek için kullanılmıyor!!
Şimdi sadece bu fotoğrafa bakarak bile, şu yorum yapılır insanların ağzında maskeler ve yerde yatan insanlara neden odaklanmıyorsun? İnsanların bir kaçış hali içinde olduğunu anlamayacak kadar salak mısın? Polislerin kedi fare oyunu içinde gaz ve su sıkarak halkı sürekli kaçmak zorunda bıraktığını bilmiyor musun? Bu insanlar gösterilerden sonra çevreyi temizleyip, insanlara ücretsiz su ve gıda dağıtmıyor mu? Tıp öğrencileri, hemşireler, avukatlar, ilk yardım bilgisi olanlar koşulsuz, karşılıksız, ölüm riski altında gönüllü hizmet vermiyor mu? Senin caminin halısından daha mı değersiz bunlar? Ya da saygıyı bununla mı ölçüyorsunuz? E o kadar dindarsanız, neden para ve ayakkabı çalmak için en popüler mekan cami? Neden doğurulan gayrımeşru çocuklar cami avlusuna bırakılıyor? Onlar da bu toplumun %99'una dahil, sana bana laf söyleyen dindarlar değil mi!?
Peki orada gerçekte ne oluyor?
İmamın izni ile camiye sığınan ve ilkyardımları yapılan insanları izleyelim! Dayanabilirseniz.. Yüreğiniz kaldırırsa.. Anlık bir fotoğraf değil, ortalığa 3-5 bira şişesi serpiştirilerek "bakın camiiyi bu halde bıraktılar" değil bir video paylaşacağım.. Bu arada şunu da ekleyeyim ellerinde içki taşıyan insanlar, o kareye özel değil, eylemin bütünlüğü içinde alkol yasağına tepki göstermek için ellerinde. Ve dahi bugünün kandil olmasından ötürü, meydanlarda içki içilmesin diye kendileri duyuruyor ve bugün, inançlara saygı duyulması için azami özen gösteriyorlar! Bu yazıyı bugün yazdığım için bana tepki gösterebilirsiniz fakat kandille ilgisi yok yazdıklarımın, yani özellikle bugün kandil diye yazmadım. Din düşmanı da değilim, dini kullananların düşmanıyım! Hiçbir dine inanmam, bu benim kişisel görüşüm, şimdiye kadar sevgilim dışında bu inançsızlığıma sonuna kadar destek veren biri de olmadı. Yani kimseden görmediğim saygıyı, size gösterebilmek için kendimi zorluyorum!
Yayınlanan facebook sayfası için şuraya tıklayabilirsiniz
Daha kolay izleyebilmeniz için direk youtubedan aktarıyorum
4 buçuk dakika! Eylemlerde insanlara neler yaşatıldığını anlamaz için umarım yeterlidir!
"Diren Gezi Parkı" yazmanız halinde facebooktan, googledan, twitterdan pekçok bilgiye, görsele erişebilirsiniz..
Ben OdaTV ve TGB yayınlarını takip ediyorum genelde. Youtube kanalı olarak Greener Nautilus ve TGB Haber in videolarına göz atabilirsiniz.
Bunların ardından da belirtmem gerekir ki atıyorum TGB ya da Gazete Vatan'dan haber takip etmeniz için belli bir siyasi oluşuma tabi olmanız gerekmiyor.. Ben, herhangi bir siyasi parti ve oluşuma üye değilim. Çünkü oy verdiğim parti, seçim kapıya dayanınca üyelerini fazla göstermek için çalışmalara başlamıştı bu yüzden resmi bir üyeliğim yok ama fikirlerim var ve bunları yazmaktan, aktarmaktan çekinmiyorum.. Asıl üzüldüğüm, Ulusal TV'nin Halk TV'nin adını şimdiye kadar hiç duymamış olanlar, siyaseti sevmem diyenler, kozmetik bloglarında bu yazıları paylaştıkları için özür dileyenler..Siyaset sevilecek bir şey mi? Evet, tamam biliyoruz apolitik bir gençliğiz ama bu hükümete rağmen ben siyasete bulaşmam diyorsanız, elimizde vatan millet kalmayınca, sosyalmedya erişimlerimiz ve her türlü özgürlüğümüz elimizden alınınca kan ve bombaların arasından ojeleri sürüp kendi kendimize bakışırız artık..
Büyük bir grup da şunu düşünüyor, başlangıçta eylemi desteklemişler ama şu anda provokatif buluyorlar, iş ağaçtan, parktan çıktı diyorlar.. Parkta kitap okuyan, geceleyen insanlara müdahale edilip çadırları yakıldığından beridir, iş zaten oradan çıkmıştı.. Halkın bu direnişinden "mesajı alamayanlara" ben söyleyeyim, bunların hiçbiri örgütlü oluşumlar değil ki bırakın siyasi oluşumları, insanlara futbol takımı simgeleri bile taşımayın deniliyor.. Yani, bugün sokağa inen her bireyin, hükümetle kişisel bir hesabı var.. Eğitimde çığır açtığınızı düşündüğünüz ama rapor almak zorunda bırakarak fişlediniğinz 60 aylık çocukların anneleri orada, anlamsızca bir saat yasağı getirdiğiniz akşamdan akşama 1 duble rakısını içen amcam orada.. Dış yatırımcının kucağına oturtulmuş borsa güllük gülistanlıkken, aç gezen, işten atılan, vergilerin altında ezilip arabasına binemeyen orta halli vatandaş orada! Diktaya dur diyenler orada!
Seçimlerden ne şekilde aldığın belli olmayan %50 senin olsun, bu vatandaşın derdini kim dinlesin? Ülkenin yarısının- hatta ülkenin iş adamlarının başbakanı mısın sen? Ülkenin kaymağı mı paylaşılıyor ne oluyor orada? İnsanları, imf borcunu kapattık acayip büyüyoruz yakında çatlarız yalanlarıyla yeterince uyuttuysanız, düşen ihracaat rakamlarını ve dış borcu da bir açıkla bakem!?
Acaba biraz olsun anlatabildim mi, insanlar neden sokakta ve orada onlara ne yapıyorlar! O provokatör dedikleriniz de polisin arkasından yürüdüğüne göre hangi kurum ve kuruluşlara ya da partilere tabi olduğunu söylemem gerekmiyor değil mi? Çivili sopalarla halkın arasına karışanlar, camları kıranlar, olayları provoke edip masum halkı suçlu çıkarmaya çalışan ve yapılan müdahaleyi, orantısız gücü haklı kılmaya çalışan herkesin biz farkındayız ama bir grup insan hala uyuyor.. Yine de devlet malı diye ağlayanlara şunu söylemek gerekir ki devlet malı diye ağladığınız tomalar pkk olaylarında göstermelik kullanıldı. Halka işkence etmek için alınmış araçlar, tarihi geçmiş, kullanımı yasak olan kimyasal silahlar devlet malı olamaz!
Haydarpaşa bile satılırken, hatta değerinin çok çok altında ikinci kere teklif veren aynı adama satılırken neredeydiniz "devletçiler"? Biz yine buradaydık, bunları yazıp çiziyorduk da..
Taksim'de iş yapıyorsanız, camınız çerçeveniz kırıldıysa bu zararı karşılayacak kadar kazıklamışsınızdır zaten turisti.. Eylemleri desteklemeyerek tüm ülkedeki şubelerinizi ne yapacaksınız? Bir basın bülteni yayınlamakla masumiyet gülücükleri mi saçacaksınız?
Bu şiddeti hiç kimse onaylamıyor ama buna dahil olanlar direnişçiler değil! Bu "mesaj" alıcılarınızdan bir geçsin artık!
Dünden beri haberlerde polisleri masum gösterme çabası var. Emir kulu olmalarını, işten atılmakla tehdit edilmelerini bir nebze anlayabilirim fakat şuradaki yazılan gerçek bir gözaltı hikayesinde, masum bir kıza "seni şurada d.maltır s.." ifadesini anlayamam.. Nefretlerini kusarcasına işkence boyutundaki dayakları anlayamam.. Bir metre mesafeden insanların yüzüne gaz bombası kapsülü fırlatıp yanaklarında delik açanları anlayamam.. Bunların karşılığında çıkıp, biber gazı fazla kullanılmış pardon diyemezsiniz!!
Bu ifadeleri kullandığm için üzgünüm, ama yazıyı açıp okumayanlar için neden bu kadar öfkeli olduğumu ifade etmek durumundayım!
Bu yaşananların sonucu ne olur, bunlar yaşanırken arkadan arkadan bu ülkenin başına ne getirilir bilinmez ama dilerim yaşananların ardından huzur ortamını sağlamak için siyasilerin gerçek çabasını görebiliriz.. Bu eyleme çoluk çocuk, herkes destek verdi, insanları suçlarcasına "Chp'li köpekler" gibi ifadeler kullananlardan iğreniyorum.. Bu siyasetüstü hatta doğa üstü güçle insanların direndiği bir hareketti.. Ben evimde otururken, düşüncesine bile tahammül edemiyorum ama o insanlar olayların bizzat içindeyken hiç kimsenin hakaret etmeye, olumsuz cümleler kurmaya, küçük gösterme çabası içinde olmaya hakkı olmadığını düşünüyorum..
Söylediğim gibi, desteklemiyorsanız da en azından susun firmadan gelen kozmetiklerinizle oynayın.. Taslaklara yazı depolayın, ortalık durulsun hemen yayınlarsınız..
Eminim izlemişsinizdir ama şunları da paylaşmadan geçemeyeceğim...
Melis Limes Gezi Parkı ile videosunu kaldırmış fakat her cümlesine sonuna kadar katılırım, keşke yorumlara kapatıp videoyu yerinde bıraksaydı..
Pembe Defter: Çantamda Ne Var
Londra'da Bir Türk Kızı, seversiniz sevmezsiniz ama yazısını okurken gurur duydum, gözyaşlarımı tutamadım..
Tüm bunları okurken, izlerken, fotoğrafları gördüğümde öfkelendim, üzüldüm, ağladım, psikolojim bozuldu ve tekrar anksiyete belirtileri yaşamaya başladım ama bu sözleri de söylemeliydim ki en ufak bir insani duygu taşımayanlar duş jellerini sevip okşamayı bırakıp, gerçek insanlar için üzülsün biraz da..
İnancını cüzdanında değil, yüreğinde taşıyan onurlu arkadaşlarımın kandili mübarek olsun..
Bizi göklerden gören Abdullah yoldaşa selam olsun!.. Nasıl ve kim tarafından öldürüldüğünü tartışıyorlar.. Fark eder mi?..
*Yazıyı yazarken çok yoruldum, bu yüzden tekrar okuyup düzeltme yapamayacağım, anlatım bozuklukları ve yazım hataları için özür dilerim.. Bu yazıdan sonra blogu terk edenler, yorum da bıraksınlar ki ben de onları tanımış olayım..
**Numaralarının açıkça yayınlanmasını istemeyen doktor, eczacı vs telefonları var elimde, Ankara, İstanbul, İzmir ve Adana'dan gönüllü tıp hizmetleri, antiasit, gaz maskesi temini gibi farklı kişilerin telefon numaraları. İhtiyaç duyanlar twitterdan ulaşabilir..
***Konuyu dağıtmak ve bu kadar uzun yazmak istemezdim ama yaşanan bu insanlık suçuna rağmen akpnin yüzünü yıkayıp, masum göstermeye çalışan insanların savların çürütmeye çalıştım.. Bu partinin, bu ülkeye hiçbir hayrı yoktur! Örneğin harçları kaldırmışmış.. İkinci öğretim harçları, bütün ülkeyi okutacak seviyede, birinci öğretimden kalkan harcı yaz okulu ders ücretlerine bindirerek açığı kapadılar.. Harç sadece 4 yıl için ve birinci öğretimlerden alınmıyor, okulu uzatırsanız her dönem için 480 lira. Ve hocalar bütünleme ve yazokuluna rağmen okul bitirtmemek için elinden geleni yapıyor..
canım benim ellerin dert görmesin. hislerime tercüman olmuşsun.
YanıtlaSilYüreğine sağlık, çok güzel anlatmışsın!
YanıtlaSilcanım biz burada camide alkol mevzusunu açıkladık,
YanıtlaSilhttp://cnr0.org/blog/camidebiramevzusu
daha fazla okunması bilgilenme açısından önemlidir.
Bakmakla gormek ayri seylerdir derler, olani biteni HALK tvden naklen yayin izledim polisin vicdansizligini ulkenin gercek sahibi genclerin kararliligini gordum, devlet kademelerindeki kohneligi ve anlayisizligida gordum, zaten blogumda yazmayi bir suredir durdurmustum simdide tek kelam edesim yok, yuregine saglik kocaman yurekli canimcim...
YanıtlaSilElimden geldigince basbelasi olan twitterde biseyler karaliyorum...
Sivil manifesto verildi anladilar anladilar anlamadilar savasmakta tecrubeli bir milletiz bunlar bize az gelir
GULBESEKER
Yazmasak bile en azından takip etmek önemli.. Twitter da bunun için en iyi ortamlardan biri. Doğru bilgiye ulaşabileceğin ve fikirlerine yakın kişileri hemen bulup takip edebiliyorsun.. Bloglarda ayıp olmasın diye takip ettiklerimdense, twitterda tanımadığım insanları okumak daha anlamlı geliyor bana..
SilÜlkem halkıyla gerçekten gurur duyuyorum..
Eline koluna ama en önemlisi o kocaman yüreğine sağlık.
YanıtlaSilYazmak isteyip de "boş ver" dediğim bu olayı o kadar güzel anlatmışsın ki.
Ben günlerdir bıktım insanlara bir şeyleri anlatmaktan. Yine de bir umut belki birisinin aklına "ya acaba ?"yla başlayan ve hükümeti sorgulayan cümleler sokabilirsem, aslında olayın görünenden çok dala fazlası olduğunu anlatabilirsem derdindeyim.
Şu olaylara ve bizim yazıp çizdiklerimize rağmen anlamaya karşı sağlam bir direnç oluşturmuş o insanlar için hiçbir şey yapamayacağız sanırım..
SilÜstelik bu hükümet her ocağa bir ateş düşürmüşken, herkesin adamlarla bir derdi varken hala savunabiliyorlar..
Bunu kırabilmenin tek yolu farklı düşünceleri de dinleyip, okuyabilmek ama bunu yapacaklarını hiç düşünmüyorum.. Bloglarda bile, biz onları eledik takibi bıraktık ama muhtemelen onlar bizim yazdıklarımızı bile okumadan gülüp geçiyor, ceplerini doldurmaya devam ediyordur..
Televizyon bile Dolmabahçe camisinin revir olarak kullanıldığını göstermesine rağmen hala salak salak çöplerin fotoğrafını koyup camide içtiler diyorlar.. Evet biz fantazi olsun diye kiliseye de pikniğe gidiyoruz :s
ne içkisi ya grup seks yapmış bile olabilir.bu hastalıklı cümle yapısı için bknz
Silhttp://www.habervaktim.com/yazar/59624/bunlar-cianin-cocuklari.html
adam fantezilerini başkası üzerinden bize aktarıyor.nerede sapıklık bunlar orada.sihirli annem de başrol oynayan kadının saçlarının buklelerinde seks yazıyormuş falan.adam 7 yıl araştırma yapmış bunu bulmuş.yani ne diyim bilemiyorum.böyle şaşırmaktan tıkanıyorum.
o evde zorla tutulan %50 ise beleş otobüslerle hava alanına taşınıyor bknz.https://twitter.com/nejattalas/status/342751074010152960/photo/1.
bir vatandaşın dediği gibi adamlar koyunlarını kavalla değil smsle çağırıyor.
Bu Kuran'ın şifreleri falan olayına da ayrı kılım zaten... Dini açıklamak için gelen bir kitap niye şifre içersin? Zaten dinlerini kitaptan öğreneceklerine, camideki hocaların yalanlarından öğrenince, insanlıklarını kaybediyorlar ve cami imamının izni ile revire dönüştürülen camide yaşanan acıları, insanların ızdırabını buna rağmen onurlu duruşlarını bile göremiyor, anlayamıyorlar..
Sil"Sadaka toplumu" o koyun sürüsünü en iyi ifade eden terim.. Ellerindeki tüm imkanı kısıtla sonra sadakana muhtaç bırak, yapmayacakları hiçbir şey yok.. Gerekirse o camiye kendileri girer sıra gecesi düzenler..
Hepinizin Taksim'de olmanızı ve bu ortamı görmenizi gerçekten çok isterdim. facebook'ta bazı arkadaşlarımın (tabi artık değiller) ve memurlar.net'te yandaşların sürekli "provakatör de provakatör" diye tepinmelerinden bıktım, "demokrasi istiyorsanız sandık başına" diye konuyu değiştirmelerinden bıktım, polisin savunulmasından bıktım.
YanıtlaSilO sandıklardan o sonuçların nasıl çıktığını çok iyi biliyoruz... Sayımlar bitmeden sonuçları açıkladı g. herifler :s
SilPolislerden aleni nefret ediyorum.. Adana'daki olayda da komisere insanlığı adına üzüldüm.. Üstelik, bir kaza sonucu ölmesine rağmen tüm ülkede polisleri daha fazla kışkırtıp, daha çok şiddet göstermelerine neden olmasından korkuyorum :s