29 Aralık 2013 Pazar

Bi Çığlık Atıp Çıkacaktık!

5 ay 12 gündür hayatımın en acı sınavını veriyorum.. Sayılı gün çabuk geçermiş, peki ya, bir ömür sürecek acılara, nereden derman bulmalı?.. Benim yüreğim, giderek daha çok yanıyor..
Hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya çalışıyorum, hayatım çok yolundaymış gibi blog yazıyorum, sosyalmedyada gülüp eğleniyorum, süslenip dışarı çıkıyorum. İnsanlar, unuttum, atlattım sanıyor, onlar çoktan unuttular çünkü Ablamı.. Bense, hiçbir yerde duramadığım için, atıyorum kendimi sokaklara..

Ales sınavında dayanamadım, boğuldum, koca amfi üstüme geldi... İlk 105 dakika falan çıkmak yasakmış! Salaklığa bak!?? Cemaate sızdırdıkları sorular, daha kpss bitmeden internette dolaşınca, "sınavdan çıkan öğrenciler ezberleyip, yazmıştır" dediler.. O kopya çekenler yüzünden, sınavdan çıkamamama nasıl sövdüm, nasıl sövdüm anlatamam.. Cehennemde buluşucaz oğlum sizinle!!

Okuldaki sınavlarımda, evde, markette, hatta çok sevdiğim kozmetik mağazalarında bile çıldırıyorum. Hayır çıldırmak bir şey değil, insanlara "ben deli değilim, ablam öldü, sinirliyim sadece, kafam bozuk" da diyemiyorsun.. Çoğu arkadaşıma bile söyleyemiyorum.. Normal bir şekilde söylüyorum, "manyak mısın? niye bu kadar rahatsın? niye haber vermedin?" diyorlar.. Nasıl söylenir ki bu? Yolda gördüğünüz adamı bile facebooka eklemeseniz, timeline'nınız Mısır Çarşı'sı gibi kalabalık olmasa görürdünüz mü demeliyim? Arayıp, sorsan bilirdin mi diyeyim? Nitekim, kuzenlerim dahi, cenazeden beri bir kere bile arayıp "nasılsın?" demedi..

İnsanlar öyle bir koşuşturma içinde ki nereye koşuyorlar çok merak ediyorum... Bir yakının için bile üzülemiyorsan, 5 bin lira maaşlı işinde "çok yoğun" çalışmanın kime ne hayrı var??

Neyse, kimseye kırgın değilim.. Çünkü, umrumda değil o insanlar artık! İnternet arkadaşlarım bile daha çok umrumda... İsmini bile bilmediğim, kullandıkları hesabın adıyla tanıdığım insanlar, ben mutlu olayım diye daha çok şey yapıyor.. Siz olmasaydınız, bu kadar bile toparlanamazdım biliyorum...

Beynim bana, yeni oyunlar oynamasın diye sürekli oyalanıyorum. Kitap, film, internet, avm..
Ama bugün, artık dayanamadım.. Banyo yaparken sesler duymaya başladım.. Başkasından duyup da "saçmalama öyle şey olur mu??" diye düşündüğümüz her şey olabiliyormuş.. Beynimiz sesleri, olduğu gibi "kaydediyormuş".. Atılan çığlıkları, ağlama seslerini, hastanede tanımadığım insanların sorduğu soruları, duydum kulaklarımda.. Öyle çok şeyden pişmanlık duyuyorum ki.. Bu anıların, bu pişmanlıkların, yaptığım yapamadığım şeylerin, beynimden silinmesini istemiyorum...

Bir psikiyatra gidip "uyuştur beni doktor!" demek istemiyorum.. Acılarım bile benim kalsınlar..
Artık yalnız onlar kaldı...

***

İnsanlara, bunları anlatamıyorum, duygu sömürüsü gibi geliyor :/ Buraya neden yazdığımı da çok bilmiyorum ama niyetim sizi üzmek değil. Beni bilirsiniz, aklıma eseni söylemekten çekinmem, haliyle bunlar da en çıplak duygularım... Sevginize, sevdiklerinize sahip çıkın... Bir fotoğraf makinası alıp, sevdiğiniz herkesin fotoğrafını çekin.. Ben, ablamın küçücük ellerini, deniz gözlerini özlüyorum... Öyle pişmanım ki.. İnsanın nereden aklına gelir, her kareyi ölümsüzleştirmek? Gider otu, böceği çekersin.. Ama o minik parmakları çekmezsin... Bir fotoğraf karesine bile muhtaç kalırsın...

Blog yazmaya başladığım zamanlarda, çok agresiftim, üslubum çok sertti. Sonra fark ettim ki ne yazarsam yazayım, sonu "sevdiklerinize sarılın, mutlu olun" falan diye bitmeye başladı.. Sevgiye ve ilgiye olan açlığımdan mıydı bilmiyorum... Öyle işte....
Sevin birbirinizi, hayat kısa..
Mutlu olun, mutlu edin!
Küçük şeylere sevinebilecek kadar sevin yaşamayı...

Rossmann Yılbaşı İndirimi Alışverişim


Rossmann'a çikolata stoklamaya gitmiş olabilirim.. Aynı zamanda diyette olabilirim :)))
Snickers 0.79, ikili Pringles 7 lira falan gibi fiyatlarıyla piyasa fiyatlarının altındaydılar. Ben de hem sevdiklerimi hem merak ettiklerimi stokladım.. Bu alışverişte bahsi geçen çoğu üründen gidip biraz daha alabilirim :))


Aldığım renkli kozmetiklere, hemen Maybelline ile başlayayım. Stoklar gayet doluydu ve indirim oranı %50'ydi. Normalde pudra kullanmasam da sürekli pudra aldığımı biliyorsunuz :) Affinitone 24h pudrayı denediğimde, oldukça kapatıcı ve yumuşak bir dokusu olduğunu gördüm. İçeriğinin görmediğim için talc içeriyor mu bilmiyorum ama bu serinin fondöteninden memnun olduğum için bu pudrayı denemek istedim. Cildim eskisine göre daha iyi ama hala kuru bu yüzden sadece kapatıcı bir pudrayla, günü kurtarmak istiyorum.. Waterproof bir pudraymış gerçekten ilginç özellikleri var.. En açık rengi olan 10 numarayı aldım, bir sonraki numara daha açık gibiydi ama pembe tonluydu :/

Her zaman kullandığım 210 That's mauvie ruju ve turuncu tonlu ruju, hediye edilmek üzere aldım. 5 lira civarı bir paraya geliyor..

Uzun süredir direndiğim Maybelline Rocket maskarayı da aldım. Bu ara kuruyan birkaç maskaranın ödülü bunlar :)) Maybelline maskaralar çoğu yerde farklı fiyata satılsa da indirimli hali 9,90'dı. Aslında 13-14 liraya satılanları da düşününce pek inmiş olmuyor..

Siyah-pembe pırıltılı jel eyeliner'ı sevemesem de denemek için düz bir rengini de almak istedim, kahverengi olanı kaptım. Sanırım 12 liraya geliyor..

Loreal'den uzun süredir maskara almak istiyordum, Essence'lerle boşuna harcadığım parayla sanırım hepsini alırdım :/ Yeni çıkanların özelliklerini pek bilmediğimden Voluminous x5 Extra Black seçtim. Daha önce Telescopic kullanmıştım, utanmasa 10 yıl bozulmayacak bir arkadaştı..


 Eveet gelelim Rossmann'ın kendi markalarından aldıklarıma.. Öncelikle Rival De Loop kozmetik ürünleriyle başlamak istiyorum. Daha önce Alterra'dan ürünler alıp kullanamamıştım, doğal olduğu ve parfüm içermediği için çok kötü kokuyorlar :/ RDL'nin aldığım ürünlerinin bir kısmından memnun olduğum için, yenilerine şans vermek istedim. Bence iyi yaptım, güzel oldu :)

Sevgili NihanPeri'nin instagramda sıkça bahsettiği RDL Young- 01 Moon Dust Baked Highlighter'ı aldım. Allık olabilecek kadar yoğun bir rengi ve dozunda bir ışıltısı var. Çoğu fırınlanmış ürün gibi sert yapıda değil, gayet yumuşak ve pigmentli. Ele bol bol geliyor yani.. Tenimde nasıl duracağını, şu an tam hayal edemesem de bronzerın üzerine allık gibi uygulamayı düşünüyorum. Esmerlere kesinlikle daha çok yakışır ;) İndirimli fiyatı 3-4 lira oldu sanırım.

Daha önceden aldığım ve çekilişle de hediye ettiğim el peelinginin, devam ürünü olan el kremi ve maskesini aldım. Maske olarak henüz kullanmadım ama kokusu ve nemlendirmesi güzel.

Oje düzelticimi yedekledim. Sadece blog ya da instagram çekimleri için kullandığımdan çok çabuk tükenmiyor ama yine de bulunması gereken, güzel bir ürün.

Tannesi'nin pek sevdiği rujlardan bana uygun bir renk seçtim. 2-3 liraya geldi bu da. Ambalajında nude gibi dursa da aslında açık kiremit rengi. (25 numara)


 Yine Rival De Loop Young'dan çok yumuşak kalem ve kalem farlar aldım. Kajal Pen 01 White, Eyeshadow Pencil 18 mauve, 03 Smokey eyes. 1,5-2 liraya gelen bu kalemlerin birkaç rengini daha alabilirim sanırım..

 RDL Young'dan hediye etmek için iki maskara aldım. Biraz kuru gibiydiler, kullanımı nasıldır bilemiyorum ama çok enteresan fırçalı ürünler vardı. Ucu oldukça sert olduğu için rahat kullanabileceğimi düşündüğüm dipliner-eyeliner aldım. Oldukça mat bir siyah ama sürmekte zorlandım, üstünden geçtikçe alt kat siliniyor. Neyse zaten alıştırma yapmak için alındı :)



 Bu tırnak zımbırtılarından, özel gün ve geceler için bulundurmalı değil mi? Ben hiç denemedim, oje kurumadan yapıştırıyoruz herhalde?


İndirimde olmayan ama gitmişken yedeklemek istediğim peçeteleri de aldım. Soldaki kozmetik havlu falan diye geçiyor. İnce yumuşak bir mendil, yüzünüzü havlu yerine bununla kurulayabilirsiniz. İkisi de yüzlü paket ve 3 lira.

#rossmann alışverişine kremlerle devam edelim zira kendilerini 12,5 saate seçtim. Sol baştaki Selection gündüz kremi UV filtreli. Paraben, silikon, renklendirici içermiyor. Anlatamayacağım kadar uzun etkileri var ama +40 yaş bir krem. Yine de deneyeceğim. 

Akne tedavisinden dolayı su bazlı Hydro serisini tavsiye ettiler ancak kremlerin bir kısmı paraben içeriyor. Rossmann'da sıkça son kullanma tarihi geçmiş ürün gördüğümde parabensiz ürünler yenidir diye bir mantık yürüttüm :D Pure skin +30 yaş gece kremi akneye özel ürün. 

Regeneration kuru ciltler için gece bakım kremi jojoba ve shea içeriyor. 
 Ve hydro göz kremi. O kadar alakasız serilerden kremler aldım ki mutlaka bir kısmı uymayacak. Zaten uymayanları anneme vermek üzere aldım. :) İndirim %50 görünüyor ama bundan fazlaydı. Nemlendiriciler 9 küsur, göz kremi 7 civarıydı..

Aldıklarımın hepsi 180 lira tuttu, çok gibi görünse de uzun süre zevkle kullanılacak ürünler aldığımı düşünüyorum. Uzunca bir süre de bir şey almaya ihtiyacım kalmadı zaten :/ 
Annemin sponsorluğunda gerçekleşen bu alışveriş için alkışlar Annem'e :)) 

Gratis Yılbaşı İndirimi Alışverişim


Selamlar!
Son Gratis indirimlerinde akıllandığım gözünüzden kaçmıyor değil mi?
Renkli kozmetik indirimlerini düşük tutarak kendileri kaybettiler. The Balm'da alacağım sadece Swiss Dot allık kalmıştı, onu da alınca allık mevzusu benim için uzunca bir süreliğine kapandı :))
Yeni paletleri ise almayı düşünmüyorum çünkü The Balm'ın fiyatları yükseldi, indirimliyken bile alınsa pahalı buluyorum.. Ve her paletin performansı aynı çıkmıyor. Bu yüzden benim için, gözü kapalı her ürünü alınacak bir marka değil..


Hassas dişler için beyazlatıcı bir diş macunu seçtim. Bu tip beyazlatıcı ürünler, genelde hassasiyeti arttırıyor ama Gratis'ten aldığım markalarda pek sorun yaşamıyorum, bu yüzden bir de bunu denemek istedim..

Seyahat şişelerinden en fazla spreyli olanı kullanıyorum, en uygun fiyattaki buydu 2 küsura geliyordu sanırım o yüzden 2 tane aldım.

Ayak törpüsü almayı düşünürken, pedikür seti daha uygun göründü gözüme ama pomza taşı o kadar kaliteliymiş ki paketinden çıkarırken ikiye bölündü!

İki mağazada da kare ve disk pamuk bulamayınca ıslak mendil falan stokladım :/

Sonuç; ben de herkes kadar sevmedim bu indirimi!

Üstelik tüm mağazalarda çalışanlar değişmiş, markaları bile bilmiyorlar. Maybelline'in üzerinde hem %35 hem %50 indirim yazıyordu falan... Ben, konuya onlardan daha hakim gitmiştim yani :))

Tabii ki ben de büyük vurgunu Rossmann'la yaptım.. Birazdan geliyor yazısı ;)

27 Aralık 2013 Cuma

Watson's Alışverişi

 Selamlar!
Yılbaşı indirimlerinden pek bir şey beklememekle isabetli bir karar vermişim bu yıl. Alışverişe erken başladım ve birkaç gün önce, Watson's'tan çok merak edilen ve çok tartışılan ürünleri indirimsiz aldım. Kendi getirdikleri markalar pek indirime girmiyor, nitekim öyle oldu..










 Aslında bu ciciler çok paylaşıldı ama niyeyse Balmi'nin Gratis'te satıldığını düşünüyordum, tesadüfen görüp aldım. Şu sıralar, lipbalm almak ve denemek, asri görevlerimden biriymiş gibi hissediyorum.. EOS'a benzeyip benzememesi umrumda değil, ben yapısını ve kokusunu beğendim. Tek çeşidi kalmıştı, hindistancevizli olanını aldım. Daha uygun fiyatlı olsa; biterse yenisini, bitmeden kardeşlerini alırdım :) 9,90 falan fiyatı.

 Diğer vanilyalı dudak kremlerinin kokusuna vuruldum, yapıları daha yoğun. Vegan ve vejeteryanlara uygunmuş, balmumu içermiyor çünkü... Sürmesi zor olduğu için, bir daha kavanozda ürün almayı düşünmüyordum ama bu alışverişin teması "vanilya"ydı. Karşı koyamazdım :)

 

Bu el kremini mağazada açma şansım yoktu, dolayısıyla koklayamadan aldım. Bence ne tam vanilya ne çikolata.. Vaseline ve Palmer's'ın kakaolu kremlerine benziyor, pek sevmedim.. Ama yapısı çok iyi. Yoğun yapıda, butter gibi neredeyse ama kolayca emiliyor, yağlı his bırakmıyor.. 



Ojeleri sürerken, dokulu olduklarını unutmuşum.. "Ne saçma bir yapısı var" diye diye sürdüm ama sonuç muhteşem oluyor!
Detaylı bir yazıyı, hatta kısa bir videoyu hakkediyorlar :)
Soldaki Rimmel London Space Dust 003Aurora - Sağdaki 005 Total Eclipse

İlk defa sadece istediğim, merak ettiğim, gereksiz ürünler aldım sanıyordum ama bir salaklık yapmışım. Aseton alana oje hediyeymiş, aseton 2 lira civarı :s
Tabii ki Watson's'ta kimse bunu söylemedi :))

Uzun zamandır merak ettiğim biralı maskeyi de attım sepete. Hatta saçlarıma direk bira mayası uygulamayı düşünüyorum :/
Alışverişim 30 lirayı geçtiği için indirimli ürünler vardı, ben de Uni'nin göz makyajı temizleme mendilini 5 liraya aldım.Flormar kiosklarında hep bu fiyata satılırdı ama bu ara yüksek görüyorum fiyatlarını. En azından içeriği iyi.. Çok başarılı temizlemiyor ama pratik oluyor, yatak ucu ürünlerimden ;)

Yılbaşı indirimleri için ilk hedefim Rossmann, onun dışında diğerlerine gider miyim emin değilim.. Aslında Sephora'ya gidip sınırsız para harcama isteğim var ama tabii ki öyle bir param yok :))

Devam eden blog çekilişime şuradan katılabilirsiniz..
Blog satışında ise Real techniques fırçalar için kampanya var..

Herkese sevgiler..

18 Aralık 2013 Çarşamba

Rimmel London Nail Rescue Save Me 14 Day - 14 Günlük Bakım

**Ürün isim değiştirerek Nail Nurse ismi ile piyasada ancak ben artık bu ürünü kullanmıyorum! Formaldehit içerdiği için tırnağı kalınlaştırmıyor, direk sertleştiriyor. Bunu bırakıp doğal yağlar kullanmaya başladım ve hem tırnak etlerim yumuşadı hem de tırnaklarım kalınlaşarak sertleşti. Formaldehit içermeyen bazlar ya da doğal yağlar tavsiye ederim size de! 
Bu ürünle, tırnak batıklarından ve kırılmalardan kurtulduğunu söyleyen çok kişi olsa da tırnaklarım daha çok kırılıyor diyenler de var..

Merhaba!
Bugün instagramda Rimmel 14 günlük bakımın sonucunu paylaşınca, bari bloga da ekleyeyim dedim :)
Sevgili Nihanperi ve Ojeperisi'nin sıkça bahsettiği Rimmel London'ın 14 günlük bakım ürünü diye bilinen Nail Rescue Save Me 14 Day Nail Hardening Treatment'ten bahsetmek istiyorum..
Tırnaklarımın yeterince güçlü olduğunu düşündüğümden, benim alma amacım tırnaklarımdaki yatay çukurluklarda işe yarayıp yaramayacağını görmekti fakat ürünün asıl amacı tırnakları güçlendirip, sertleştirmek ve uzamasına yardımcı olmak..

"Söylediğini yapıyor mu?" derseniz, kesinlikle sonuna kadar yapıyor. Tabii daha önce hiçbir ürünü 14 gün düzenli kullanmadım, bu yüzden işin sırrı düzenli kullanımda mı bilmiyorum :)
Parmaklarınızla tırnak uçlarına bastırınca, keslinlike eğilip, bükülmüyor. Benim tırnaklarım önceden de yeterince sağlam olduğu için bu denemeyi yaptım ama siz yine de yapmayın :)
Çukurluklar konusunda pek işe yaramadı yine de kür bittikten sonra, tırnak yüzeylerimi ince kağıt törpüyle (dört yüzlü törpü) törpüleyip, tekrar uyguladım bu ürünü. 14 günden sonra, birkaç gün daha devam edeceğim yani..


İçeriğini göremedim, yalnız Formaldehit içerir diye özellikle belirtmişler. Kesinlikle solumayın!
İlaç yapımında bile kullanılıyormuş, hem zararlı hem yararlı çözemedim ama solunmaması gerekiyor. Zaten söylediğim gibi ağır bir kokusu var..

Gelelim nasıl kullanılacağına...
İlk kullanımda tek kat sürüyorsunuz. Ertesi gün bir kat daha sürüyorsunuz.
7 gün boyunca, iki kat baz, tırnaklarınızda kalmış oluyor yani.
Bir haftanın sonunda asetonla hepsini silip, tekrar bir kat uyguluyoruz.
Ertesi gün, yine bir kat daha.

Üzerine ojenizi sürebilirsiniz, oje değişimi yaptığınız günlerde yine iki kat bazı uygulayıp, kuruduktan sonra ojeye geçebilirsiniz.
14. gün ürünü silip, kullanıma ara veriyorsunuz. Sürekli kullanan arkadaşlarım da var ama bence tırnağı çok fazla sertleştirip, şekil bozukluğuna neden olabilir. Bir de kesmesi çok zor oluyor :)
İhtiyaç duyduğunuzda, tırnaklarınız zayıfladığında bu bakımı tekrarlayabilirsiniz.
Ayrıca 14 gün boyunca aralıksız bu ürünü kullanmanın, tırnaklarımı sarartacağını düşünmüştüm ama çok fazla sorun olmadı. Bir hafta sonra ürünü sildiğimde, tırnaklarımı diş macunu ile fırçaladım.

Ürünü Watson's mağazalarından bulabilirsiniz.
Sevgiler...

**Ambalajdaki bir uyarıyı daha eklemek istedim. Ürünü derinizle temas ettirmeyin yazıyor. Çünkü formaldehitin doku sertleştirici özelliği var. Ayrıca, kütikül yani tırnak etlerinizi bir yağ ile yumuşatmanız söylenmiş. Kayısı yağı ya da tırnak bakım yağları ile tırnak diplerinizi yumuşatabilirsiniz. Ve ürünü uygulamaya, tırnak dibinden ileride başlayabilirsiniz..

14 Aralık 2013 Cumartesi

Essence Long Lasting Rujlar


Merhaba!
Bir süredir instagramdan çıkmıyorum ama blog okumak pek içimden gelmiyor. O yüzden bu rujlar ne kadar tutuldu, kim ne kadar yazdı pek bilmiyorum ama ben kendilerine aşığım!

Essence ürünleri genelde fazla şişiriliyor ama aldığım her ürününü beğenemiyorum, fakat bu rujlar oldukça güzel.
Şöyle ki; diğer Essence rujları gibi simli, acayip bir yapıda değil, hem yumuşak sürümlü nemlendiren rujlar hem de rengini oldukça yoğun veriyorlar. Nemlendiren rujlar pek renk vermez bildiğiniz gibi..
Ayrıca seride birbirinden farklı tonlarda ve oldukça kullanılabilir renkler var. Herkes, kendine hitap eden bir renk bulabilir...


Yukarıdaki sıralamayla renkler böyle, camdan yansıyan direk olmayan gün ışığında çekildi. Sanki biraz koyu çıkmış :s Denemek isterseniz Rossmann'larda tester ürünler mevcut. Gratis'lerde ise etiketi açılmış ürünleri tester'a ayırmışlar artık.. Kağıt etiketi yırtmadan, ruju açmayı başarabilmişler, taktir ettim bu sefer! İki saat rujları inceledik kapağı sabit mi, dönüyor mu, açmışlar mı, denemişler mi?? 
5 ruju, 3 mağazadan toplayabildim desem, orjinal ürünleri açıp, deneyenlerle ilgili hislerimi iletmiş olurum herhalde!!
Neyse, sinirlenmeyelim :)


Bu fotoğraf da direk gün ışığında çekildi. Duruş ve renkleri daha belli olmuş..
İlk iki renk olan 01 Coral Calling ve 05 Dare To Be Nude koyu nar çiçeği ve nude, oldukça denenesi ve herkesin favorisi olabilecek renkler. 
Soldan 3. renk, 06 Barely There! koyu kızıl kahve. Sezonun koyu renk modasıyla pek ilgilenmiyorum ama yine de bu rengi ve 09 Wear Berries! i denemek istedim. Koyu fuşya ve kahve de güzel durabiliyormuş, onu gördüm :) Hafif göz makyajları, açık mercan renkli bir allıkla çok hoş duruyorlar..
07 Natural Beauty pembe-kahve, yine çok beğendiğim bir ton.

 Ve son renk, en meşhuru 53 All About Cupcake, bana Şebnem'in hediyesi. Rengi acayip tatlı, çok doğal. Yeni seriden farklı olarak, biraz daha yarı saydam ve dudak kusurlarını belli ediyor..

"Kalıcılık nasıl hacım?" derseniz...


Cevabım budur! Sabunla yıkanıp, su akıtıldıktan sonraki hali budur! Son renk silindi, diğer renkler taş gibi duruyor :) Göz-dudak temizleyicisiyle çıkardım. Dudaklarda da yeterince kalıcı.

Rossmann ve Gratis'lerde 7.75'e bulabilirsiniz..

11 Aralık 2013 Çarşamba

Essence Manikür Fırçası İle Günün Ojesi

Selamlar!
Bir süre önce çelişki ile aldığım Essence French Manicure Brush'ı bugün deneyip, yorumlarımı paylaşmak istedim.


Bildiğimiz klasik french manikür dışında, istediğimiz her rengi kullanabilmek için idealmiş gibi görünüyor. Ancak ne kadar kolay uygulanabilirmiş gibi görünse de fırça ucu küçük ve oval tırnaklar için uygun biçimde kesilmiş. Bu yüzden benim düz tırnaklarımda uygulamak çok zor oldu.

Uygulamadan sonra bir pamuğa aseton döküp, kolayca temizledim. Ama mümkünse kurutmadan, hemen temizlemek gerekiyor. Bu da yeni ojeli ellerinizle asetonla uğraşmanız demek, her an yaptığınız manikür bozulabilir.. Simli bir oje kullandığım için, asetonla temizledikten sonra fırça üzerinde hala simler vardı, suyla akıtınca bunlar da gitti..


Yaptığım manikürde baz renk olarak, iki kat Rimmel London, Salon Pro serisinin, Kate Moss renklerinden 237 Soul Session uyguladım. (Brezilya dizisi gibi ne uzun isimli oldu yahu!)
Hafif gülkurusuna kaçan ve elleri çok güzel gösteren bir renk!


Yukarıda bahsettiğim gibi fırçayı rahat kullanamayınca, dikine çalışmak yerine yan tutup, yatay bir çizgi oluşturdum. Her iki türlü de homojen ve düz bir şekilde uygulamak biraz zor. Bir çok kişiye daha kolay gelse de tırnak yapımdan dolayı ben zorlandım en azından..
Kalın french'ler ve tırnağın ortasından itibaren simli oje uygulamak için de kullanışlı olabileceğini düşünüyorum...
Alınası mı? derseniz, ince uçlu nail art ojeleriyle ya da başka yöntemlerle french yapamadıysanız denenebilir. Ama tırnaklarınız benim gibi düz ise sizi biraz sinir edebilir :)
Fiyatı 4,5-5 liraydı sanırım.. Essence'in Nail Art standı olmayan Gratis'lerde ve Rossmann'larda da bulmak mümkün..


Uçlarda Alix Avien 318 numarayı kullandım.
Sonuç budur :)


(Parlaklığı çok değiştirmedi ama, üst cila olarak NYC Turbo top coat kullandım..

7 Aralık 2013 Cumartesi

Eğlenceli Mim / Benimki pek olmadı :)

Geçenlerde Sevda'nın ilk mimini paylaşmıştım, ikincisini de unutmadan yazayım :)
İlk soru pek eğlenceli değil şimdilik :)

Hayatınızda mucize olarak nitelendirebileceğiniz bir olay yaşadınız mı?

Sevda'nın cevabına katılarak, benim de dünyaya gelmem biraz mucize... 10 gün geç doğmuşum, suni sancıyla resmen zorla yerimden etmişler beni :)
Onun dışında, uçurumdan denize sürüklenen bir arabadan kurtarılmam, parmağımı elektrik kablolarına daldırmam falan gibi ölümün kıyısına gidip gelme hikayelerim de çoktur.

Şu ana kadar mutsuz seyreden bir hayatım olsa da "mucize" diyebileceğim küçük hayallerimi gerçekleştiren insanlar girdi hayatıma. Neleri sevip, istediğimi vs bilmeden onları bana veren insanlar benim mucizem. Size saçma gelebilir ama mesela Şebnem'in bana, istediğim Essence rujunu hissedip göndermesi, benim için güzel şeyler ;)

Almayı düşünüp de alamadığınız ne var?

Clarisonic mia, Sigma setler, Urban Decay'in en azından Türkiye'ye gelen paletleri, Benefit setler vs.. Her seferinde indirim heyecanına kapılmayıp, adam akıllı, tek parça bir şey alacağım diyorum ama olmuyor! :)
(Şimdi fark ettim, ne biçim hatunsam ayakkabı-çanta hayalim yokmuş :/ )


Kıyafet konusunda takıntılarınız var mı?

Genel itibariyle her giydiği yakışan bir insan olmadığım için, detaylara çok fazla takılıyorum. O ayakkabı o pantolona olmuş mu? O kolyenin orada ne işi var??? gibi başkalarının giyindiklerine çok takılırım.
Kendi açımdan takıntı seviyem biraz daha yüksek :) Çamaşır asarken ağarmasın diye ters yüzünden yıkanır, asılır falan ya, ben düz yüzünden asarım. Direk bana temas eden yüzeye kururken, toz falan konmasın diye :s
Yeni aldığım bir şeyi asla yıkamadan giyinmem...
Sentetik atlet vs giyinemem, çok nadirdir..
Rahat, spor, azıcık şık her şey kabulümdür yani. Bir de en büyük takıntım, modayı takip etmemek! Basmakalıp kıyafet, ayakkabı ve takılardan nefret ediyorum! Yakışmayan bir şeyi asla moda diye giyinmem. Çıplakmış gibi görünen, ten rengi pantolonları, her kilodan kadının acayip bir özgüvenle giyinmesini de bu bağlamda anlayabilmiş değilim hala...


Nefret ettiğiniz huylar ve insanlar?

Bu liste çok uzar gider.. Şu sıra en nefret ettiklerim, çok bildiğini düşünerek herkese akıl veren tipler! Özellikle instagramda, çok popüler bloggerlara, çok basit sorular soran, sonra da her şeyi sanki kendisi biliyormuş gibi, kırık allık fotoğrafına "ayy canım bir yöntem varmış, böyle kolonyayı döküyormuşsun, allık eskisinden bile iyi oluyormuş..." Yok canım?? O kadın zaten onu bilmiyor, yoldan geçerken iki bin takipçisi oldu! :s

Kendini okutmak için instagram kullananlar, blog yazılarını oradan duyurduğunda, açıp blogu okumayan, fotoğrafın altına "ne işe yarar, nereden aldın, iyi mi?" falan gibi yazan dialoglarla da çok eğlendiğimi de yeri gelmişken söyleyeyim :P

Benim için ise durum şöyle; entrikacı, çıkarları için yalan söyleyen, yalaka, ikiyüzlü, ajitasyona meyilli insanlardan nefret ediyorum! Özellikle bu internet dünyasında, azıcık samimi görünseniz kaz gibi yolmaya çalışacak insanlar var!
Eski yazılardan da bildiğiniz gibi, bunlar hassas noktalarım, biraz doğrucuyum..


Sizi en net tanımlayan kelime?

(Yine Sevda'dan esinleniyorum ama aksi yanıt veriyorum) Kötümser!


Hayata yeniden gelme şansınız olsa, nerede doğmak isterdiniz?

Londra ya da Paris.. Ya da sadece Paris :) "Aşk Dersi" filminden azcık etkilenmiş olabilirim..


Bir insan, tek başınayken keyiflenmek için ne yapabilir?

Yalnızken daha mutlu olabilen bir tip olduğum için, duş, kitap, mum, kahve, müzik, alışveriş diyorum tabii ki :)


Nikah masasında, evleneceğiniz kişiden "hayır" cevabı alsanız ne yapardınız?

Sanırım çamura yatarım :) Mikrofonu alıp "neden evlenmiyorsun, yoksa gay misin??" falan diye rezil etme yollarına gidebilirim, o anki psikopatlığıma bağlı.. Ama hayata küsüp, bir daha kimseye güvenmem falan ruh haline gireceğimi de sanmıyorum. İnadına gider başkasıyla evlenirim :)


İnsan kaderini mi yaşar, kaderini mi yazar?

Dini anlamda bir kadere inanmıyorum ama bunun din boyutu da zaten belirli şeylerin önceden belli olduğu ve bazılarının bizim ayırt etme gücümüze bağlı olduğu, şeklindedir...
Dolayısıyla hayat, olasılık havuzu en geniş olan bir kumardır. Bize çok fazla alternatif sunar ve biz de birini seçeriz ya da ölüm gibi konular doğanın kanunudur, seçim yapma şansımız yoktur.. İşte bu yüzden kadere inanmam, hayatın bize getirdiklerinin üstüne bir şeyler katmak, bizim elimizde sadece... Tesadüf + kararlar...


Aklınıza gelen ilk İngilizce kelime?

"Water"
Black filmini izlerken beynime kazındı !


İnternette sahip olduğunuz ilk nickname?

"Cyber" dı.. Bilişim delisi kuzenimin aldığı mail adresi için, çok normal bir sonuç.. mIRC dünyasında "magnolia" adıyla, 22 yaşında mimar bir hatun olarak görülmüşlüğüm de vardır. Yalnız o esnada 10 yaşındaydım ve "slm asl?" yazan erkeklerle dalga geçmek gibi bir hobim vardı :))

 Ben de Nilsuli'yi, Şebnem'i, Sawako Kuronuma'yı, Ceyda byjade'i,  Nilesi'yi Dofa Dofa'yı,  Ece Yıldız'ı ve sevgili Didem'i ve hepinizi, yapmadıysanız ve yapmak isterseniz mimledim gitti :)


(alıntı)

Valla bizim Türkler çakmasını yapmadan önce izlemiştim, yüreğiniz dayanabilirse tavsiye ederim...

Tchibo Mutfak Ürünleri vs Alışverişi




Merhaba!
2-3 kerede yaptığım biriken Tchibo alışverişlerimi paylaşmak istedim bugün. Paylaşmak istediğim çok şey var ama alışveriş ve indirim yazılarını paylaşmaya bile üşeniyorum ve zaman bulamıyorum :/
Size yazmazken birkaç çılgınlık yaptım, Limango'dan China Glaze'ler aldım, sonra hızımı alamayıp Cherry Culture'ın ücretsiz kargo kampanyasından da bir sürü China Glaze daha aldım çok mesudum :)) Tabii önce gelebilmeleri lazım. Neyse, Tchibo konusuna dönelim... Ben çoğunlukla mağazalarında kahve içmeyi, sitelerinden alışveriş yapmayı seviyorum. Mağazada ürünler açılmış olabiliyor ya da karışık geliyor, aradığımı bulamıyorum.. Bu yüzden Tchibo'nun günlük gelen maillerini takip ediyorum ya da Fırsat Reyonu'nu sık sık kontrol ediyorum. %40'dan başlayan indirimlerdeyseler atlıyorum üzerlerine :)) Emin değilim ama telefondan mobil site ile alışveriş yaparsanız kargo ücreti yok, denemek lazım..
Birkaç ay önce gelen kozmetik ürünler içinden, tek istediğim tabiiki bu organizerdi. Tüm fırsat reyonundaki ürünlerde %40 indirim kampanyası olan bir günde, bunu tesadüfen gördüm ve kısa bir sürede de stoğu tükendi zaten. Ben 22,15 liraya almış oldum
Kampanyalardan (tema) kalan ürünler, kampanya sonunda fırsat reyonuna geçiyor ve her gün farklı ürünlerde indirim oluyor. Yani sürekli tüm ürünler indirimli değil. Bu yüzden sık sık takip ediyorum, bunu da açıklamış olayım..

Evde artık adım atacak yer olmadığından, çeyizlik bir şey almamaya çalışıyorum ama Tchibo'nun ürünleri tekrar bulunamadığından en azından indirimlerini bekleyip, bulabildiklerimi alıyorum.
Cam ve seramik dışında, kaliteli gıda saklamaya uygun ürünler seçtiğimi biliyorsunuz. Bu konuda güvendiğim bir marka bu yüzden tekstil ve mutfak ürünlerini rahatlıkla alıyorum. Ama bu kez ölçüyü pek tuturamadım netten :) Havalandırma kapağı olan sarı kapaklı kutuları, buzdolabında sebze vs saklamak için aldım. (9,95 tükenmiş) Ama yeşillik kutuları oldukça küçük çıktı..Ancak ayıklanmış şekildeki nane, maydonoz vs alır. Zaten amacım da ayrı ayrı saklamaktı. Ben 8,95'e aldım üçlü seti, hala stoklarda..

Mikrofiber bezleri niye aldım hala bilmiyorum ama gerçekten güçlü bir statik yapısı varmış. Tozları rahatlıkla üzerine çekeceğine eminim. Neyse, çeyizde sabun bezi stoklanır da mikrofiber stoklanmaz mı yani? :))
10'lu seti yine %40 indirimle 17,95'e almıştım.


Bunlar da benim görüp görüp gereksiz bulduğum, ama annemin aldığı şeyler :) Üzerindeki etiketlerden görebileceğiniz gibi 5-6 liraya almış herbirini. Ananas için olan, hem dış kabuğunu soyuyor hem de dilimliyor. Ailecek pek kullanacağımız bir şey olmadığından annem bana devretti :)
Silikon süzgeç de benzerleri çok olsa da tencerenin yanına asılıp, başka yemek pişirirken de kullanılabilme gibi özellikleri olduğu için enteresan geldi. Bunun içinden iki tane çıkıyor, annemle kırıştık ;)
Tek dilim yaş pastalığın amacını anlayabilmiş değilim! Zira bizim evde yaş pasta hayatta bitmez ama bitecek kadar pasta sevenlerin de son dilimi affedeceğini hiç sanmıyorum :) O da yenir ki !

İşte böyle canlar. Aldığım ürünlerden ziyade, fırsat reyonunun işleyişini anlatmış oldum. Gayet güvenilir ve hızlı bir site olduğunu da eklemeliyim. Bunlar dışında tekstil bir şeyler de aldım, ilk defa sentetik bir kumaşın terletmediğini gördüm, hava alabilen bir dokuma imiş..

Biraz reklam kokan hareketler gibi bir yazı oldu ama beni biliyorsunuz, girmem o işlere ;) Seviyorum bu adamları ;) En nihayetinde pırlanta mağazasında çekilmiş fotoğrafları, kendiminmiş gibi pazarlamıyorum nihooo nihoyy :))) Bir şeyin reklamını yaparsam, en azından reklam olduğunu kabul ederim der, öperim *_*

*Bu ara, özellikle yurtdışı alışverişleri ile ilgili çok miktarda mail, yorum, iletişim formundan soru alıyorum. Ve sizinle konuşmayı, tanımadığım insanlara yardımcı olmayı çok seviyorum! İyi ki varsınız..