20 Mart 2013 Çarşamba

Evlenmelik Koca-Mini Sephora Alışverişi

Haftasonu Sephora açılışından bir şeyler almak için kalktım şehir merkezinin yollarını tuttum. Otopark bulabilmek için 2 caddede, 3 tur atıp, u dönüşü ve sola dönüş yasak olduğu için 5-6 kavşak ilerinden dönüp geldikten sonra, mağaza yakınında yemek yiyen arkadaşlarımın yanına uğradım. North Shield'da yemek yedik. Maç olduğu için tuhaf bir ortam vardı yine, sevgilisiyle maç izlemeye gelen asortik abilerin kıraathanesi gibiydi! Neyse... Arkadaşımın arkadaşı, benim yeni tanıştığım kız, karşı masada hesabı ayrı ayrı ödeyen sevgililere takıldı.. N'olmuş yani? Ben bazen tüm hesabı ödüyorum dedim.. Sonra biz kendi hesabımızı ödemek için kalktığımızda, yine herkes kendi yediğini içtiğini ödedi ve bu bizim hatun, tuttu tüm hesabı kendi şirketi adına fatura kestirdi! E madem şirketinden parayı alacaksın, az ye azıcık delikanlı ol, tüm hesabı öde :) Ya da sadece kendi ödediğin paranın faturasını al.. Bu kadar çapulculuğun gereği ne? Bu "çapulculuk" lafına da onlardan takıldım!..
North'tan kalkıp hemen yandaki Sephora'ya geçtik, bu zengin geçinen arkadaş hiçbir şeye bakmadı :) Onlar beklediği için ben de hiçbir şeye bakamadım sadece bir tane ruj bulabildim. İndirime özel sadece bir seride indirim vardı, 5 liraydı . Kahverengi ve koyu kırmızı vardı, bir manyaklık yapıp tupturuncu duran bir rengi seçtim ama gloss'umsu yapıda olduğu için çok turuncu durmuyor, elimde açık nar çiçeği müthiş bir renk duran arkadaş, dudağımda kahverengiye doğru yol aldı :)
Oleeyyy, ben de üstümde pijama, camdan dışarı uzanıp fotoğraf çektim :))
Sephora Rouge Shine 29 numara
Meyvemsi bir kokusu var. Açılışa özel seyahat boyu ürünler verileceğini yazmışlar her yere. İçi tester dolu bir çanta hayal ederken, Sephora'nın çift fazlı makyaj temizleyici numunesini verdiler. Olsun, onu da çok merak ediyordum. Daha sakin bir kafayla ve kredi kartımı evde unutmadığım bir anda tekrar dadanacağım Sephora'ya.
Bilmeyenler ve Sephora Adana'da nerede? diyenler için; istasyon tarafından Ziyapaşa Bulvarı'na girdiğinizde, sağ tarafta North Shield'ın yanında, Özsüt'ün karşısında.. 
Ayrıca, Too Faced markası yoktu ama olmayan ürünleri sipariş verdiğinizde getirtebiliyorlarmış..
Neyse, dedikodumuza devam edelim.. Akşamüzeri arkadaşların yanından ayrılacakken, bir başka arkadaşları geldi, hatun benim ilkokul arkadaşım çıktı :) Sonra onunla da vakit geçirmek için kaldım. Özel üniversitede okumuşlar sanırım, hayatları para yemekle geçmiş.. İlişkiler, evlilik konuları yine gündemimizin ana maddesiydi, ilkokul arkadaşım evliliğe uzak olduğunu şu sözlerle aktardı; "ailemin sağladığı imkanları sağlayamayacak bir çapulcuyla niye evleneyim?" !! Aşık olabileceği potansiyel bir insanı "çapulcu" diye niteliyor!? Hatta o grubun aşık olabileceğine de inanmıyorum.. Evlenmelik koca arıyorlar! Sonra da o adamların parasına aşık oluyorlar.. Ben, tanıdığım hiçbir erkeğin ön şartlarında maddi durumunu incelemedim, yukarıda söylediğim gibi hesap da ödedim. Şimdi bu noktada salaklık bende mi? Yine de ben mutsuzum, onlar kahkahalar saçarak etrafta salınıyor.. Bu erkeklere böyle mi davranmak gerekiyor yani? Onların bizi kategorize ettiği gibi biz de onları üniversitede gezmelik, evlenmelik, romantizm yaşamalık diye sınıflandıralım mı? 
Ve bütün bunlar olurken, sevgilim beni Sephora'ya götüreceğine söz vermişti, sonra 3 gün süren bir rapor yazma işine gömüldüğünü duyanlar olmuş :s Adam benim yerime de çalışıyor, işbu sebeple bir ara zaman bulup evlenir miyiz, evlenirsek adam evin yolunu bulur, gelir mi, gelirse evde de çalışır mı? düşünmek bile istemiyorum :)
Daha çok konu var ama, saracak adam arıyordum, bu hatunlara denk geldi. Daha birkaç hafta söverim ben :)
Şimdi gel de bu yazıya başlık bul.. Ben kozmetik yazıyormuş gibi yapsam da arada günlük yazsam olur mu? Siz anlarsınız beni zaten :) 


10 yorum:

  1. Öncelikle o rujun rengi enfess bayıldım =)

    Sanki kendileri çalışıpta kazanmışlar da hava atıyorlar. baba parası yiyip kendine bile faydası olmayanlara sinir oluyorum. Çantasını koluna takıp takıp gezmek mesele değil işte!

    Liseden ne oldum delisi tanıdığım ve tanıdığıma da lanet ettiğim biri var. Her moda olanı totosuna giyen kendini sosyetik moda ikonası zannediyor. Zengin koca buldu da gözü para, yer, yurt gördü. Kulübesinden villa ya taşınınca heryeri değerli taş döşetmiş. zümrüt döşetsen kaç yazar içindekinin değeri 1 kuruş etmezken!
    Sen araya kat böyle sonrada dadanayım konuna :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dadan canım :)) Sadece günlük, çemkirme, isyan yazıları yazınca kimsenin dikkatini çekmiyor :)) Kendi kendime konuşuyorum sonra :)
      Baba parasıyla okumuşsun, bari kendi paranla kocana sahip çık :s Onu da yapmıyorsun bari gözünü hem zengin hem yakışıklılara dikme! :D İkisinden birini bize de bırak di mi ama? :))
      Bizim ailede var öyle bir adet, çıktığı yeri tanımayan bir arkadaş, sabrımın son demlerini kullanıyorum ona da çemkirmemek için =)

      Sil
  2. "ailemin sağladığı imkanları sağlayamayacak bir çapulcuyla niye evleneyim?" diyen arkadaşına acayip sinir oldum şu an=) bu tip kızlar aşık olup mutlu bi yuva kuracağı adam değil de, çok afedersin damızlık inek arıyorlar resmen. adam çalışsın ben çatır çatır yiyeyim mantığındalar. allah akıl fikir versin=)

    Bu rada rujun rengine bayıldım, güle güle sür=)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çalışsalar da keyfine çalışıyorlar zaten, hatta zengin koca bulmak için çevre yapıyorlar gibi geliyor bana :)))
      Ruj bahane, dedikodu şahane gibi oldu biraz! Aslında çekiliş yapmayı düşünüyordum biraz alışveriş yaparım dedim ama bu renk sondu ve diğerleri kahverengi falan tuhaf renklerdi :s
      Hemen black karta geçip, yeni indirimleri beklemeye geçicem :)

      Sil
  3. ne güzel bir yazı olmuş, arkadaşımla konuşuyor gibi hissettim ellerine sağlık.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)))
      Muhabbet edebilmek için blog yazıyorum zaten, beğenmenize çok sevindim..

      Sil
  4. merhaba blogunu yeni keşfettim yazın çok içten geldi ve rujun rengi çok hoş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldin :) Yorumun için çok teşekkür ederim, kendimi doğru yansıtabiliyorsam ne mutlu :))

      Sil
  5. o zengin koca tanımını biraz daha detaylandıralım: zengin-göbekli-kel koca. bu kocayı bulup evlenen hanım kız önce seni sinir eder; sonra çocuk yapar, kankalarıyla önce kuaför, ardından avm gezmesine çıkarken bir ara da çocuğu okula bırakıp akşam da çocuğu okuldan almayı unutur, beni sinir eder :) kocanın parasıyla alınmış o koca cipten topuklu ayakkabıları yüzünden inemediği için ve yağmur yağıyorsa makyajı bozulabileceği için, çocuğunu indiremez bir türlü. (bakıcı tutamayacak kadar fakir olanları bunlar tabi ki:P) sabahın 8inden akşamın 6sına kadar gezmelerden bir türlü dönemeyen anneyi ağlayarak beklerken nöbetçi öğretmen kucağında uyuyakalan ateşli 2-3 yaşındaki çocuklar..neyse.geride kaldı hepsi.sakinim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahahh bu senaryon dün yaşadıklarımı yazmam için bana ilham verdi!
      Dün erkek arkadaşım işleri için jip kiralamıştı, ben de 1.5 metrelik bir hatun olarak resmen tırmanarak çıktım arabaya ve yemek yemeye gittiğimizde kendimi hep bu tablonun içinde gördüm "zengin çocuğu götürmüş!" :D
      Sonraki rezaletimizi ben de yazıda paylaşıp sakinleşeyim :))

      Sil