Uzun zamandır kişisel şeyler yazmaya elim varmıyor. Biraz konuşalım istedim..
Yakın çevremde pek kimse kalmadı. Yani zaten yoktu da, olanlarla da ilişkilerimi kısıtladım. Ablam gittikten sonra bir "nasılsın?" demeye zahmet etmeyenlerle işim yok.. Geriye kalan bir iki dost ve yarim bana yetiyor.
Artık daha iyi olduğumu düşünüyorum ama sanki yanlış giden bir şeyler var hala. Size çok saçma gelebilir ama fiziksel ve ruhsal sorunlarım için hekime danışmayı reddediyorum! Gidip derdimi anlatacak gücüm yok. Tanı koyamayan, bir şeyin yok diyip kapısından yollayan hekimlerden nefret ediyorum. Geçen yıl yine bu blogda, jinekoloji ve kardiyoloji konulu bir tartışma olmuştu ve bir hekim kendilerini hedef gösterdiğimi söylemişti.. Ablam, tanı bile konulamadan öldü ve benim hiçbir sorunuma çözüm bulunamadı, ne yapayım ben şimdi? "Böbrek ağrısı olsa karşımda oturamazsın" diyen 5. üroloğu bağrıma mı basayım?...
Neyse.. Size danışmak istediğim bir şey var.. Uykuya dalarken çok sorun yaşıyorum, gözlerim açıkken ya da hala bilincim açıkken rüya görüyorum! Bu normal mi, böyle bir şey yaşayanınız var mı?
Şimdi de buna nefesimin kesilmesi eklendi.. Tam dalacakken, nefes alamıyorum! Sanki küçük dilim ya da bir şey soluk yolumu kapatıyor. Yataktan sıçrayıp, kendimi zorlayarak normale dönebiliyorum.. Panik atak mı, kulak burun boğaza mı yoksa psikyatra mı, yoksa hepsine mi gitmeliyim bilmiyorum!
Bunlara ek olarak, çok yakınımda sonlanan bir evlilik oldu. Evliliğin bitmesine değil ama yaşananlara çok üzülüyorum.. Nefes almanın bile değerini unutuyoruz bazen.. Bir kadın, her şeye sahip olmuşken, yuvasının dağılıp, çocuğunun babası büyümesi uğruna nasıl bu kadar kötü, çıkarcı ve düşüncesiz oluyor anlamıyorum.. Bu süreçte velayetle ilgili şeyler okurken şöyle bir cümle gördüm "çevremdeki bütün kadınlar, çocukları kaç yaşına gelince boşanacağının hesabını yapıyor.." çok üzüldüm.. Sevgimiz için ne emekler veriyoruz, nasıl hayaller kuruyoruz, aldığımız tabak çanakta bile emek var.. Ama birileri çıkıp açıkça mantık evliliği yapıyor, kendine ev aldırıyor, her şeyin en iyisini yaptırıyor, çocuğu karşı hamle olarak kullanıyor ve boşanırken bile bizden değerli oluyorlar..
Böyle anılmaktansa, kuru ekmek yemeyi tercih ederim..
Güzel şeyler de oluyor.. Sevgilim kendi işini kurdu. Belki daha çok çalışması gerekecek ama kendi hayalinin peşinden gittiği için mutluyum. Hatta ismi ben koyup, "Nefes" diyecektim ama hiç şirket ismi gibi durmuyor dediler :) Oysaki konumuzla çok ilgiliydi..
Tatilden döndüm, yazlıktayım ama burası hiç tatil kafası değil :) Emekli sitesi gibi, evde bile ruhum daralıyor... Bütün evi buraya taşımış olsam da makyaj yapmıyorum ama benden yorum beklenen şeyler vardı, kısaca onları da ekleyeyim yazıya..
Wet n wild Mega last rujlardan Pink Suga' rengini denedim ilk olarak.. Çok soluk, çok sert.. Hiç sevmedim. Altına lip balm, üstüne başka bir renk kalem, parlatıcı ya da ruj istiyor.. Ama sorun yok, alakasız açık ve koyu renkleri birleştiriyoruz ortaya mükemmel renkler çıkıyor :)
John Frieda Frizz Ease saç kremine 2 kullanımla aşık oldum! Saçlarımın hacmini azalttı ama elektriklenme de çok azaldı. Duşta kullandıktan sonra iyice akıtıyorum ve saçlarımı taramama bile gerek kalmadan açılıyor. Şampuanlarım bitince set olarak kullanabilirim.. İndirim zamanı hiç de alınamayacak bir fiyatı yok, artık saçma sapan ürünler almayacağım. Giovanni'den de marka olarak çok memnunum. Önemli olan saçınızı tanıyıp ona uygun ürün kullanmak. Ben diplerini iyice arındıracak bir şampuan kullanıyorum, şampuanı gözüm tutmazsa içine çam terebentin ekliyorum. Hatta en son badem yağı da ekledim ;) Kesinlikle yağlanma ya da temizlenmeme gibi bir durum olmuyor.
Saçlarım ince telli ve çok döküldüğü için taramakta zorlandığımı söylemiştim, bunun için sıvı saç kremi kullandığım oluyor ama ağırlaştırdığını düşünüyorum. Ağırlaştırmayan sadece Loreal kullandım fakat şöyle bir sorun var ki kafama sıktığım arkadaş, yerlere uçuşuyor ve inanılmaz kaygan bir zemin oluşuyor :/ Bu kapsamda, son aldığım Gliss boyalı saçlar için olandan da memnunum şimdilik... Fakat hem krem hem sıvı kremi aynı anda kullanmıyorum, sıvı saç kremini gerektikçe ya da kuruyken tarayacaksam kullanıyorum.
Yazının konusu yine çığrından çıkmışken saç bakımı tüyolarımdan devam edeyim.. Instagramda bahsetmiştim, saç diplerime çam terebentin ve biotin uyguluyorum. Sıvı biotini nereden buldun diyenler oldu :)) Bulunabilir bir şey mi bilmiyorum, benimki ayıptır söylemesi hayvanlar için enjektabl bir üründü :)) Ama tablet olarak içince de işe yarıyormuş.. Bildiğim kadarıyla, biotin eksikliğinden kaynaklanan bir dökülme ise işe yarıyor ama birçok kişiden işe yaradığını duydum.
İşte böyle.. Roaccutane'dan sonra cilt sorunlarım azalınca saçlara sardım :)
Ne yazasım gelmiş benim de yahu.. Evet kabul ediyorum, daha kısa ve sık yazmalıyım ancak çıkıyor acısı..
İyi geceler..
Yakın çevremde pek kimse kalmadı. Yani zaten yoktu da, olanlarla da ilişkilerimi kısıtladım. Ablam gittikten sonra bir "nasılsın?" demeye zahmet etmeyenlerle işim yok.. Geriye kalan bir iki dost ve yarim bana yetiyor.
Artık daha iyi olduğumu düşünüyorum ama sanki yanlış giden bir şeyler var hala. Size çok saçma gelebilir ama fiziksel ve ruhsal sorunlarım için hekime danışmayı reddediyorum! Gidip derdimi anlatacak gücüm yok. Tanı koyamayan, bir şeyin yok diyip kapısından yollayan hekimlerden nefret ediyorum. Geçen yıl yine bu blogda, jinekoloji ve kardiyoloji konulu bir tartışma olmuştu ve bir hekim kendilerini hedef gösterdiğimi söylemişti.. Ablam, tanı bile konulamadan öldü ve benim hiçbir sorunuma çözüm bulunamadı, ne yapayım ben şimdi? "Böbrek ağrısı olsa karşımda oturamazsın" diyen 5. üroloğu bağrıma mı basayım?...
Neyse.. Size danışmak istediğim bir şey var.. Uykuya dalarken çok sorun yaşıyorum, gözlerim açıkken ya da hala bilincim açıkken rüya görüyorum! Bu normal mi, böyle bir şey yaşayanınız var mı?
Şimdi de buna nefesimin kesilmesi eklendi.. Tam dalacakken, nefes alamıyorum! Sanki küçük dilim ya da bir şey soluk yolumu kapatıyor. Yataktan sıçrayıp, kendimi zorlayarak normale dönebiliyorum.. Panik atak mı, kulak burun boğaza mı yoksa psikyatra mı, yoksa hepsine mi gitmeliyim bilmiyorum!
Bunlara ek olarak, çok yakınımda sonlanan bir evlilik oldu. Evliliğin bitmesine değil ama yaşananlara çok üzülüyorum.. Nefes almanın bile değerini unutuyoruz bazen.. Bir kadın, her şeye sahip olmuşken, yuvasının dağılıp, çocuğunun babası büyümesi uğruna nasıl bu kadar kötü, çıkarcı ve düşüncesiz oluyor anlamıyorum.. Bu süreçte velayetle ilgili şeyler okurken şöyle bir cümle gördüm "çevremdeki bütün kadınlar, çocukları kaç yaşına gelince boşanacağının hesabını yapıyor.." çok üzüldüm.. Sevgimiz için ne emekler veriyoruz, nasıl hayaller kuruyoruz, aldığımız tabak çanakta bile emek var.. Ama birileri çıkıp açıkça mantık evliliği yapıyor, kendine ev aldırıyor, her şeyin en iyisini yaptırıyor, çocuğu karşı hamle olarak kullanıyor ve boşanırken bile bizden değerli oluyorlar..
Böyle anılmaktansa, kuru ekmek yemeyi tercih ederim..
Güzel şeyler de oluyor.. Sevgilim kendi işini kurdu. Belki daha çok çalışması gerekecek ama kendi hayalinin peşinden gittiği için mutluyum. Hatta ismi ben koyup, "Nefes" diyecektim ama hiç şirket ismi gibi durmuyor dediler :) Oysaki konumuzla çok ilgiliydi..
Tatilden döndüm, yazlıktayım ama burası hiç tatil kafası değil :) Emekli sitesi gibi, evde bile ruhum daralıyor... Bütün evi buraya taşımış olsam da makyaj yapmıyorum ama benden yorum beklenen şeyler vardı, kısaca onları da ekleyeyim yazıya..
Wet n wild Mega last rujlardan Pink Suga' rengini denedim ilk olarak.. Çok soluk, çok sert.. Hiç sevmedim. Altına lip balm, üstüne başka bir renk kalem, parlatıcı ya da ruj istiyor.. Ama sorun yok, alakasız açık ve koyu renkleri birleştiriyoruz ortaya mükemmel renkler çıkıyor :)
John Frieda Frizz Ease saç kremine 2 kullanımla aşık oldum! Saçlarımın hacmini azalttı ama elektriklenme de çok azaldı. Duşta kullandıktan sonra iyice akıtıyorum ve saçlarımı taramama bile gerek kalmadan açılıyor. Şampuanlarım bitince set olarak kullanabilirim.. İndirim zamanı hiç de alınamayacak bir fiyatı yok, artık saçma sapan ürünler almayacağım. Giovanni'den de marka olarak çok memnunum. Önemli olan saçınızı tanıyıp ona uygun ürün kullanmak. Ben diplerini iyice arındıracak bir şampuan kullanıyorum, şampuanı gözüm tutmazsa içine çam terebentin ekliyorum. Hatta en son badem yağı da ekledim ;) Kesinlikle yağlanma ya da temizlenmeme gibi bir durum olmuyor.
Saçlarım ince telli ve çok döküldüğü için taramakta zorlandığımı söylemiştim, bunun için sıvı saç kremi kullandığım oluyor ama ağırlaştırdığını düşünüyorum. Ağırlaştırmayan sadece Loreal kullandım fakat şöyle bir sorun var ki kafama sıktığım arkadaş, yerlere uçuşuyor ve inanılmaz kaygan bir zemin oluşuyor :/ Bu kapsamda, son aldığım Gliss boyalı saçlar için olandan da memnunum şimdilik... Fakat hem krem hem sıvı kremi aynı anda kullanmıyorum, sıvı saç kremini gerektikçe ya da kuruyken tarayacaksam kullanıyorum.
Yazının konusu yine çığrından çıkmışken saç bakımı tüyolarımdan devam edeyim.. Instagramda bahsetmiştim, saç diplerime çam terebentin ve biotin uyguluyorum. Sıvı biotini nereden buldun diyenler oldu :)) Bulunabilir bir şey mi bilmiyorum, benimki ayıptır söylemesi hayvanlar için enjektabl bir üründü :)) Ama tablet olarak içince de işe yarıyormuş.. Bildiğim kadarıyla, biotin eksikliğinden kaynaklanan bir dökülme ise işe yarıyor ama birçok kişiden işe yaradığını duydum.
İşte böyle.. Roaccutane'dan sonra cilt sorunlarım azalınca saçlara sardım :)
Ne yazasım gelmiş benim de yahu.. Evet kabul ediyorum, daha kısa ve sık yazmalıyım ancak çıkıyor acısı..
İyi geceler..
canım uyku hallerinin benzerini ben annemi kaybettiğim dönemde yaşamıştım. Kalp krizi geçirdiğimi zannedip kardiyoloji doktorlarına taşınmıştım.Panik atak başlangıcı demişti doktor. İyi bir psikolog veya hemen ilaca boğmayacak bir psikiyatrist çok yardımcı oluyor. Aslında fiziksel bir rahatsızlık yoksa, insan en iyi şekilde kendisini iyileştirebiliyor. İyi bir dosta içini dökme, güzel bir kitap, kulağa sevdiğim müziği takıp açık havada yürüyüş bile beni kendime getiriyor. Dediğin gibi hayatın ne kadar değerli olduğunu anlayıp çevrendeki boş olaylara ve boş insanlara takılmamayı öğreniyorsun. Ayrıca dediğin gibi maddiyatçı ve sırf bu nedenle bağımlı bir insan olarak yaşamaktansa: özgür, kendi ayakları üzerinde durabilen bir insan olmayı her zaman tercih ederim. Bu kadar psikolojik tahlil yaptıktan sonra hop döndük kozmetiğe :) Benim de saçlar dökülüyordu yaz başında, tırnaklarım da oldukça zayıftı. Biotin hapı kullanmaya başladım. Tırnaklara faydası olmadı ama saçlarımın dökülmesi durdu. Kendine iyi bak :)
YanıtlaSilAntidepresana boğulmamak için son ana kadar kaçıyorum zaten :(
SilTırnakların için pantogar tablet ve susam yağı tavsiye ederim. Ciddi faydasını gördüm ;) Pantogar saç ve tırnak için keratin desteği.
Sevgili Seçil, bazen insan beyni yaşadıklarını unutmak istemeyince böyle yaratımlar yapıyor ama bu senin elinde değil. Uyku öncesi rüya durumunu bazen ben ama en çok ablam yaşar. Ben mücadeleci karakterlerinde bu durum üzerinde etkisi olduğunu düşünüyorum. Geçen yıl çok endişelendiğim ve sonunu bilemediğim bazı dutumlarda da bahsettiğin nefes problemini yaşadım, cok kisa bir süre once ise esim cok ciddi bir panik atak krizi gecirdi, oyle ki kardiyologlar bile kalbinde bir problem olmadigina inandiramadi neredeyse, neyse simdi iyi, psikiyatsirstimiz ve ilac tedavisinden cok terapileri ile cok sukur iyi. Birseyler icin ufak hesaplar yapip bosanma zamanini bile planlayan insanlardan kose bucak kacmali, ben hala uzakta olan esinin ozlemini cekerken laf olsun diye yapilan evlilikler anlamak mumkun degil, oyleyse bastan yanlis zaten. Sevgiler diyerek bitiriyorum, kendine iyi bak. Ya da babacigimin deyimiyle kendine mukayyet ol.
YanıtlaSilTek yol psikyatr yani :) Size de sağlık diliyorum kuzum... Cevabın için teşekkür ederim..
Siltatlim ilk öncelikle basin sagolsun, ablani kaybetmissin anladigim kadariyla, mekani cennet olsun, cok üzüldüm, Allah kimseyi sevdiklerinden ayirmasin ve hepimize saglik sihat versin :(
YanıtlaSilUyku öncesi rüya görmeyi bende esim hastanedeyken yasadim, cok kötü kaza gecirmisti ve komadaydi, doktorlarida ölse daha iyi diyorlardi her gün yogun bakimdi, endiseli aileler akrabalar, kendi derdim, para sikintisi vs derken sanki yataga yattigimda uyanigim ama yani basimda biri duruyor, sanki karabasan geliyor bogmaya calisiyor beni, sanki yorgan üstümden cekiliyor vs yani benimki birde kabus gibiydi. Ozamanlar arastirma yapmistim internetden ve büyük stres altinda olan insanlarda olurmus, bu bilinc alti streside olabilirmis, yani aslinda normalde hersey iyi olupta sen icten ice birseye kafani taktigin zamanda olabilirmis-ki sen ablani kaybetmissin ve onun akabinde bir cok alismis oldugun insanlardan sogmussun vs belki baska seylerde vardir, bence gayet normal.
Ilac almayi reddedigine cok sevindim, banada bir cok kisi psikologa git vs dedi, ama kendim üstünden gelmek istedim. Yalan yok, bir kere bir rüya-tedavisi gibi birseye gitmistim ama bir saat agladim icerde ciktigimda kendimi daha kötü hissetmistim ve bana göre olmadigina karar verdim. Insan en güzel kendi bilir nasil düzelecegine, tabii karakter meselesi birde, ben kendi kendimi tedavi etmis oldum, insallah sende bir yolunu bulursun, birde zaman en iyi ilac, simdi bunlari sana yaziyorum ama sanki baskasi yasamis ve benle hic alakali degil gibi hissediyorum.
Birde evet basina is geldigi zaman insanlarin gercek yüzünü görüyorsun, benimde ne cok arkadasim, tanidigim vardi, ne cok esimiz dostumuz vardi esimle, esimin düzelmesi üc sene sürdü ve kapimizi bile calan olmadi dogrudürüst, ne zaman iyice iyilesti hepsi cikiverdi ortaya bende ozaman cizgimi cektim ve su anda her serde bir hayir varmis, bes para etmeyen insanlardan kurtulmusum diyorum.
John Friedaya gelince bende Brilliant Brunette Serisini kullaniyorum senelerdir,gecende volume sampuanini aldim, sevdigim bir marka :)
Ve son olarakda bende roaccutan kullandim ve insan gercekten bir derdi bitince baska bir yerine sariyor ;D
Ve sevgilinin isi hayirli ugurlu olsun! :)
Eşinin iyi olmasına çok sevindim.. İnsanın gözünün önünde hasta biri olması o kadar kötü ki.. Elinden hiçbir şey gelmeden onu izlemek..
SilAblamdan sonra, çok feryat eden oldu, keşke yaşasaydı biz gelir bakardık diye ama ablamın geçirdiği onca hastalıkta arayıp sormadılar bile :/ İnsanoğlu çok acayip düğüne, doğuma, sünnete, ölüme gitmek zorundalar ama onun dışında bir dost sesi duymaya ihtiyacımız yok sanki..
Birkaç kez karabasanı da yaşadım, hiç inanmazdım abartıyorlar sanıyordum ama resmen biri göğsüme oturmuş boğazımı sıkıyor gibi nefes alamadığımı hissediyorum, uyanmaya çalışıp uyanamıyorum.. Normal hayatımda, bir şey olmamış gibi yaşamaya devam etmeye çalışıyorum ama bilinçaltını kandıramıyoruz işte...
evvela başınız sağolsun. hesap her ne kadar kurumsal olsa da iş bu satırların yazarı 1 er sene arayla kardeşini ve babasını kaybetmiş bir kişi. Yaşadıklarınızı az çok yaşamış ve bilen birisi olaraki tek tavsiyem kendi başınıza üstesinden gelmeniz olur. Ciddi paranoyalar, sosyal ve iletişimsel kopukluklar ile ankisiyete durumlarında hiç duradan doktora gidini bu tarz durumlar hisederseniz daha ilerlemeden gitmeniz yararınıza. Ama bilmelisiniz ki ölüm de doğum ve yaşam gibi sıradan ve doğal bir durum.
YanıtlaSilBiyotine gelince dışarıdan uygulamalar saç dökülmesi vb durumlarda çok etki etmezi beslenme ve sindirim yetersizliklerinde daha etkilidir haplarını kullanmak. Aşırı sıkıntı stres gibi durumlarda bu gibi vitamin ve minerallerin sindirimi azalabiliyor veya sizler beslenme düzeninizi bozabiliyorsunuz. Biyotinin saf hali katıdır, siz gene de elinizdeki ürünü kullanın etkisini görüyorsanız devam ediniz.
saç kremleri ve diğer tarama kolaylaştırıcı ürünlerde mümkün mertebe dimethicone içermeyenleri tercih ediniz ağırlaşma sorunu hafifler.
Sevgilinize yeni işinde başarılar... Her şeye rağmen sıkmayın canınızı, hayat akıp gider, yıllar sonra geride sadece anılardan seçilmiş hoş bir sada kalır. SEVGİLERLE...
Duygularınızı ve tavsiyelerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim.
SilBiotin olarak Gabiotan kullanıyorum, saf değildir muhtemelen, enjektabl bir ilaç esasen. Dökülme sorunum sürekli var hatta ürünlerinizi de kullandım, daha önce konuşmuştuk, Adana'nın suyu kireçli olduğu için SLS' siz şampuana pek kolay geçemedim.
Söylediğiniz gibi beslenme alışkanlıkları ciddi fark yaratıyor cilt ve tırnakta.
Doğaya saygı duyuyor ve ölmesini kabulleniyorum ama 30 yaşında öylece gitmesi zor geliyor hala..
Size de sabır ve sağlık dilerim...
Dilerim her şeyi önce kendi içinde çözümlersin canım. Malesef insan kendi bir yol bulmaya yanaşmazsa hiçbir şeyin faydası olmuyor, ki günümüzde para uğruna hiç alakasız bile bir sürü ameliyata yönlendiren doktorlar varken gerçekten iyi doktoru da bulmak zor. Her şeyin çivisi çıkmış pek çok konuda insanlık ölmüş, yalnızlık çok daha huzur verici bazen
YanıtlaSilıyıkı o kadının çevresinnde değilim ha ha. 'cevresindeki butun kadınlar çocuk kac yasında iken ayrılacağı hasabı' aslında demekki hep o tip kadınlarla arkadaslık yapmıs demekki :)))
YanıtlaSilsağ tarafta reklamda çıkan sur plus 35 mi 55 mi çok ilginç bir ürün.:))
YanıtlaSilBilmiyorum ki kuzum reklamlar otomatik çıkıyor ben görmüyorum :/
SilKaldırıcam zaten, sayfada kendi kendine sesler açılıyor bir de sanırım...