6 yıldır ehliyet sahibiyim, ufak tefek kazalara karışmakla beraber dikkatli ama agresif bir şoförüm. Tavsiyelerde bulunmak istedim sizlere. Agresiflik kısmını ben ettim siz etmeyin :)
Öncelikle trafikte kadın-erkek ayrımı yapan magandalardan tiksiniyorum! Canımız emanet o yollara, dolayısıyla herkes azami düzeyde dikkatli olmak zorundadır. Ve sırf kadın diye sıkıştırmaya çalışırken birinin canına mal olabilirsiniz...
Araç kullanmaya başladığım günden beri her seferinde uyguladığım rutinleri yazmak istiyorum;
- Arabamı babam da arada kullandığı için, mutlaka koltuğu öne çekerek mesafeyi ayarlarım, bunu yaparken daima debriyaja rahat ve tam olarak basabildiğinizden emin olun. Koltuğun yukarı yükselme özelliği varsa bunu da ayarlayın.
- Dikiz aynamı ayarlarım. Aynaya baktığınızda arka camın bütününü görebiliyor olmalısınız.
- Yan aynalarımı kontrol ederim. Aynalar çok içeri, aşağı ya da yukarı bakmamalı, arka kapılarınızı görebileceğiniz kadar içe dönük olmalı. Özellikle kaldırım kenarlarına park etmek için aynanızı aşağı indirdiyseniz, hareket etmeden mutlaka kontrol edin.
- Kapılarımı kilitlerim, mümkünse cam açmam. Nispeten güvenli bir şehirde yaşıyorum fakat tedbirli olmaktan hiçbir zaman vazgeçmedim. Hatta arkadaşlarım uzunca bir süre korktular kaza yaparsak çıkamayız şeklinde ama kilitleriniz mekanik bir sistemle kapanıyorsa, kapı eğer açılmıyorsa kilitli olduğu için değil esneyerek sıkıştığı için açılamaz ve bu durumda itfaiyenin müdahalesinden başka çare yoktur.. Elektronik olarak tüm kapıları kilitleyen bir araç kullanmadım ama eminim kaza anları için geliştirilmiş sistemleri vardır.
- İç lambaları sadece kapıyı açtığımda yanacak şekilde ayarlarım. İç lambaların yolculuk sırasında yanık olması hem sizin hem de arkanızdaki sürücünün dikkatini dağıtabilir. Ve karanlık bir yolda bunun size hiçbir faydası yoktur.
- Hafif bile olsa bir yağış varsa, hava kararmaya başladıysa kısa farları yakarım. Karanlıkta bile bir zahmet farlarını yakmayanlar var, bu çok önemli bir noktadır hele ki farlarınızdan biri çalışmıyorsa karanlık bir yolda tek farla motorsiklet olarak algılanmanız ve kazaya sebebiyet vermeniz çok olası..
- EMNİYET KEMERİMİ harekete başlamadan takarım ve mesafe ne olursa olsun asla kemersiz gitmem. Kemer kullanmayan insanların her frende yerinden nasıl fırlamadıklarını da anlamam!
- Ve son olarak elinizi göğüs hizasına kaldırdığınızda tutabileceğiniz şekilde direksiyonu ayarlayın. Direksiyon çok aşağıda olmamalıdır!
Asla çocuklarınızı ön koltuğa oturtmayın! Ben buna katlanamıyorum! Bir parça çocukları camları açık arabada ayakta durmasına ya da ön koltukta oturmasına izin vererek şımartmak anne babalık değildir benim gözümde..
Sıfır km bir araç aldıysanız süspansiyon, lastik, far gibi orijinal aksanlarını değiştirmeyin. Otomobilin tüm kuvvet analizleri o süspansiyona göre yapılmıştır ve yol tutuşunu riske atmanın gereği yok.. Ayrıca o iğrenç beyaz farları taktırıp ortalıkta sis farını açıp gezenlere madalya takmıyorlar bilakis her gördüğüme sövüyorum!
Reflekslerinize güvenin ve uyanık olun, yol kenarındaki yayaları göz ucuyla takip edin, yola fırlayabilecek bir çocuk, sinyal vermeden önünüze çıkacak bir arabayı önceden anlayabilmeniz ve fren yapmanızı gerektirecek pekçok olay çıkacak karşınıza, bunlara hazırlıklı olun. Önünüzdeki araçla 2 araç boyu mesafe bırakın, fakat trafik sıkışıksa ve yavaş ilerliyorsanız daha çok yaklaşabilirsiniz, yoksa kornalara maruz kalırsınız :)
Kırmızı ışıkta durduğunuzda debriyaj-frene basarak beklemeyin, bu debriyaj balatanızın daha çabuk bitmesine neden olur ve sol bacağınızı çok yorar. Boşa alıp sadece frene basarak beklemek, aracı 1. vitese atıp yarım debriyaj yaparak aracı kaldırmak ilk durumdan çok daha kolaydır :) Üstelik debriyaja basarak bekliyorsanız ayağınızı yanlışlıkla çekerseniz araç stop eder, tekrar çalıştırırken daha fazla zaman kaybetmiş olursunuz..
Şerit takibinize dikkat edin.. Kavşak içinde şerit değiştirilmez! Ülkemizde bu kural neredeyse hiç bilinmez ve uygulanmaz fakat mesela 2. şeritten sola dönecekseniz, kavşağı 2. şeritte tamamlamış olmanız gerekir..
Yaya geçidi, göbek ve bir sonraki yaya geçidi "kavşak içi"dir ve kavşak içine araç park edilmez ve yukarıda söylediğim gibi şerit değiştirilmez. Kavşağa yaklaşmadan uygun şeride geçin ve kavşak içine park ederseniz ceza yiyip, aracınızın çekilebileceğini bilin...
Ayrıca tabii ki yaya geçitlerine park yasaktır, otobüs duraklarını 15 metre ilerisine ve gerisine de park edemezsiniz. Özel bir park levhası olsa da olmasa da bu kurallar tüm bulvarlarda geçerlidir.
Dikiz aynanızı ve yan aynalarınızı sürekli kontrol edin, yaklaşan yol vermeniz gereken bir araç olup olmadığına bakın.. Sol şeritteyseniz, bir araç size çok yaklaşmış ve sağınızdan geçmek üzereyse paniğe kapılmayın şerit değiştirmeden bekleyin, bırakın geçsin. Eğer uzaktaysa sinyal verip sağ şeride geçin. Ve hiçbir aracı sağından geçmeye kalkmayın, sağından geçilebilecek araçlar sulama arazözü gibi refüj çalışması yapan araçlardır. Tüm bu söylediklerim İstanbul trafiğinde ne derece uygulanabilir bilmiyorum ama trafik kuralları bunu gerektiriyor :)
Ayrıca tabii ki yaya geçitlerine park yasaktır, otobüs duraklarını 15 metre ilerisine ve gerisine de park edemezsiniz. Özel bir park levhası olsa da olmasa da bu kurallar tüm bulvarlarda geçerlidir.
Dikiz aynanızı ve yan aynalarınızı sürekli kontrol edin, yaklaşan yol vermeniz gereken bir araç olup olmadığına bakın.. Sol şeritteyseniz, bir araç size çok yaklaşmış ve sağınızdan geçmek üzereyse paniğe kapılmayın şerit değiştirmeden bekleyin, bırakın geçsin. Eğer uzaktaysa sinyal verip sağ şeride geçin. Ve hiçbir aracı sağından geçmeye kalkmayın, sağından geçilebilecek araçlar sulama arazözü gibi refüj çalışması yapan araçlardır. Tüm bu söylediklerim İstanbul trafiğinde ne derece uygulanabilir bilmiyorum ama trafik kuralları bunu gerektiriyor :)
Ehliyet alırken aldığınız bilgileri hatırlamıyorsanız eğitim aldığınız kursa rica ederseniz ücretsiz olarak teorik derslere girmenize izin verilecektir, zaten çoğu kişi bu derslerden kaçıyor.. Basit ilkyardımdan haberdar olsanız hiç fena olmaz.. En azından ilkyardım setiniz tam olsun, boyunluk, sargı bezi, tebeşir, çengelli iğne, tampon, atel gibi şeyler ilginç görünse de bulundurulmak zorunda.
Tam da bugün sürücü kursuna yazılmış birisi için çok iyi oldu bu yazı. (:
YanıtlaSilBana daha önce araba kullanmayı öğreten olmamıştı, kursta öğrendim, teorik eğitimi de iyi dinle bence :))
Silöğretmenim olur musun :)
YanıtlaSilben ehliyeti aldım ama babam saolsun beni strese sokmak konusunda çok başarılı zaten yeterince meyilliyim panik olmaya:)
Babalarla araç kullanmayı öğrenilmeyeceğini garanti ederim :) Yardımcı olmayı çok isterim ama ben Adana'dayım. Güvendiğin sabırlı bir arkadaşın varsa bence babanla çalışmadığın zamanlarda ondan yardım iste.
SilBabam bana ilk öğretmeye kalktığında 2000 motor dizel minibüsümüz vardı ben tabii klasik olarak stop ettirdim ilk kalkmaya çalıştığımda, in arabamdan aşağı dedi :D
Sonra ehliyet kursu sonrasında 1 hafta özel direksiyon dersi almıştım, anlattıklarımın çoğu kursta öğrendiklerim zaten :)
Sormak istediklerin olursa detaylı olarak anlatırım.
işte yakın çevremde bana yardımcı olabilecek kimse yok.e tatbik etmeyince bildiğinide unutmaya başlıyorsun.bu olay iş ilanlarında herkesin tecrübeli eleman aramasına benziyor :)
YanıtlaSilumarım en kısa zamanda bana bu konuda yardımcı olabilecek bir boyfriend bulurum.bir kaç arkadaşım bu sayede öğrendi.ama evlenmeden öğrenmek lazım koca da baba efekti veriyormuş :))
Evlenecek kadar iyi bir adam bulduysan bence araba kullanmayı da öğretecektir :)
SilEhliyeti alıp cüzdana koymakla olmuyor, ben birkaç ufak kaza da yaptım ama en büyük zevklerimden biri, kullanmaktan vazgeçmem.. Yavaş yavaş sürerek, boş alanlarda alışman lazım önce.. İstanbul'da öyle yerler bulmak biraz zor sanırım :)